homojen bir yapı değildir. Bu heterojenlik içerisinde malesef ki Türkmenler de yer almaktadır. Ama bunda Türkmenlerin suçu yoktur. Çünkü Esad Türkmenlere vakti zamanında çok çektirmiş, buna karşın Türkiye Cumhuriyeti devleti hükümeti de Türkmen davası yerine bol bol Kürtçü-amerikancı dava güttüğü için (ki Irak'ın kuzeyinde bugün Türkmenleri değil Kürtleri kürt devletini konuşur hükümet de medya da) onların Esad yönetimindeki durumlarını düzeltmekle uğraşmamışlardır. Bugün ise Esad! düşecek, ona şimdi karşı çıkmazsanız onunla beraber yok olursunuz deyip onları savaşa itmiştir. Yani Türkmenler için Esad'a karşı çıkış zaruri olmuştur. TÜrkmenler tarafsızken, Hem Esad'ın ordusu vurmuş, hem de ÖSOdaki yavşaklar Esad'ı Türkmenlerin üzerine çekmiştir. Akabinde de Ahmet Davutoğlu kurtarıcı gibi gelip aba altından sopa göstererek Türkmenleri savaşa sokmuştur.
Halbuki Türkiye bağımsız bir ülke olsa yapması gereken şey, Esad iktidarını TÜrkmenlerin haklarını alarak desteklemek, bu destekleme akabinde de toprak bütünlüğünü korumak için, Suriye'de bölücü unsurları ve koşulları yok edebilmesi amacıyla reformlara gitmek olması gerekirdi. Lakin bunu yapmadı, Irak meselesindeki gibi Amerikanın peşine takıldı. Amerika'nın peşine takıldı da, bu sefer olayda Iraktakinden fazla aktif rol üslenmesine rağmen olası bir bölünmede ne Türkmenlerin ne de Türkiye'nin çıkarlarını savunacak hiçbir şey yapmamakta. Ulan hadi Irak'ın kuzeyine vakti zamanında otorite boşluğu varken Amerikancı Kürtleri ve Arap gruplarını ezmek için girmediniz orayı Kürtlere bıraktınız, burayı bari bırakmayın, madem bir savaşın tarafısınız, o savaşta Türkiye'nin ve Türkmenlerin hakkı neyse sonuna kadar alın!
Tabi TAyyip hükümeti varken Tayyip bu iddia ile girse bile, Türk askerlerini öldürtüp, orada da bir Kürt ve arap amerikancı devleti kurup çıkar.
Yani ÖSO ve suriye meselesi Tayyip varken iki ucu boklu değnektir.
