çay

entry1672 galeri
    469.
  1. Çay, nice efsanelere konu olmuş geçmişiyle, diyar
    diyar gezerek günümüze kadar ulaşan büyülü bir
    içecek... Dünyada "çayın babası" olarak bilinen Dharma'dan
    yola çıkan, yüzyıllar içinde çeşitli evrimler geçirerek
    günümüze kadar ulaşan çay geleneği, ülkelerden
    ülkelere farklılık gösteriyor; değişmeyen tek nokta
    ise; çayın rengi, dili ve dini farklı toplumların hemen
    hemen hepsinde el üstünde tutulduğu... Bizler çayı çoğunlukla "tavşankanı" dem ölçüsünde ve "ince
    belli cam bardakta" içmeyi severiz. Oysa Japonlar
    çayı bir seremoni eşliğinde gelenekselleştirmişler. JAPONYA'DA ÇAYLAR, RUHU TEMiZ iNSANIN ELiNDEN
    iÇiLiYOR Tipik bir Japon evinin özel dizaynlı bahçesinin en
    sade bölümünde, sadece çay törenlerinde
    kullanılmak üzere tasarlanmış "Hoshoan" adı verilen
    küçük bir ev bulunuyor. Alçakgönüllü olma esasını
    hatırlatmak amacıyla ancak eğilerek girilebilecek
    kadar küçük tutulmuş olan kapısından bu eve girerken, erkeklerin silah, kadınların ise ziynet
    eşyaları bulundurmalarına izin verilmiyor. Ev sahibiyle misafir arasındaki ilişkinin, birbirlerini
    son görüşleri, birbirlerine son hizmetleriymişçesine
    özen ve hürmete dayandırıldığı Japon çay
    seremonisi, Japon inceliğinin hayata gelmiş en
    güzel örneklerinden biri olarak öne çıkıyor. Kaseyi
    tutuştan çayı karıştırmaya, çay doldurmadan peçetenin kullanımına kadar her hareketin belli
    adap ve zarafet kuralları dahilinde vücuda geldiği,
    derin bir felsefenin yansıması olan bu seremonileri
    tekdüzelikten çıkaran en önemli unsur ise ruh.
    Japon inanışına göre, töreni yapacak kişinin, tören
    öncesi ruhen arınması ve konsantre olması gerekiyor. iNGiLiZ 5 ÇAYI Fransa ve Hollanda'dan sonra ingiltere'ye sıçrayan
    çay çılgınlığı, 16. yüzyıldan 17. yüzyıla geçiş süreci
    içinde 10 yıl gibi kısa bir dönemde 6'ya katlanan
    ithalatı ve tüketimiyle, ingiliz toplumumun her
    seviyesinden insan tarafından rağbet gördüğünü
    gözler önüne seriyor. Henüz çay ile tanışmadan önce ingilizler, sabah
    kahvaltısı ve uzun süren ağır akaşam yemeği olmak
    üzere günde 2 öğün yemekteydi. Ancak Bedford
    Düşesi Anna'nın akşamüstleri bitkin düşmesiyle
    ortaya çıkan, sonraları Kral Edward'ın sohbet ortamı
    için hoşluk yaratma amacıyla düzenlediği küçük çay ziyafetleri sonucu gelenek haline gelen "5 çayı",
    ingiltere'den tüm dünyaya yayılmış bulunuyor. RUS ÇAY GELENEĞi 1600'lü yıllarda 11 bin mil ve 16 ay süren yolculuk
    sonunda Rusya'ya ulaşan; ancak yüksek maliyeti
    nedeniyle sadece zenginlere hitap eden çay,
    1796'da Çariçe Catherine'nin ölümünden sonra
    hızla düşen fiyatıyla Rus toplumunda süratle kabul
    görmüş. Sıcaklığı ve dinç tutma özelliğine sahip uyarıcılığı sayesinde çay, Rus yaşam stili için ideal
    bir içecek olmayı başardı. Ruslar, Tibet usulü demlikten esinlenerek, sıcak su
    ve demlenecek çay için ayrı ayrı iki parçadan oluşan
    semaveri benimsemişler. Semaverler, klasik bir Rus
    evinin genellikle ortasında durup gün boyu
    kaynayan ve bir seferde 40 fincan kadar çay servis
    edebilen nitelikte. Semaver geleneğinin yanı sıra Türk kahvesi kültürüne benzerliğiyle dikkat çeken
    gümüş tutacaklı cam bardaklarla çay servisi
    alışkanlığı da, Rusya ile Asya arasındaki kültür
    etkileşimini gözler önüne seren bir özellik taşıyor. Rusya'da şeker, bal ya da reçelle tatlandırılmış,
    şerbeti bol ve çok demli olarak tercih edilen çay,
    ülkedeki göreceli kısa tarihine rağmen kültür içinde
    hızla özümsenerek, Rusların dünyaca ünlü
    votkasıyla birlikte ulusal içecek olarak anılmayı
    başarmış.
    0 ...