babanın söylediği unutulmayan sözler

entry2422 galeri
    1332.
  1. "defol git bu evden..."

    çocukluğum babam yüzünden çok iyi geçmedi benim. kendisinin adam akıllı bir işi yoktu. eve doğru dürüst ekmek getirmezdi fakat buna rağmen alkole ve kadınlara harcayacak parayı bir şekilde her zaman bulurdu. normal bir insan değildi yani. bu özelliklerin yanında şiddete eğilimli bir yapısı olduğunu da sanırım tahmin etmişsinizdir.

    bazı geceler eve gelmezdi. öyle günlerde annem ile meraklanırdık ama birbirimize belli etmeden içten içe sevinirdik de. çünkü o gece en azından birimiz günü dayak yemeden noktalayacaktık.

    özellikle bazı dönemler çok azıtırdı babam. ben çocuğum diye bana çok sert vurmazdı ama annemin birkaç gün boyunca hastanede kaldığını bilirim babamın dayakları yüzünden. o zamanlar koca dayağı daha normal gelirdi topluma, polise şikayet etsen de pek birşey çıkmazdı. bu yüzden annem hep sustu. hep sineye çekti. ama ben büyüdükçe babama karşı öfkem de büyüyordu.

    artık liseye gidiyordum. evdeki yaşantım nedeni ile asabi biri olup çıkmıştım. evde biriktirdiğim enerjimi sokakta abuk sabuk şeylere harcıyordum. çevreye rahatsızlık verecek saçma sapan şeyler yapıyordum, kavga çıkarıyordum vb.

    tabi bu yaptıklarım evdekilerin de kulağına gidiyordu. annem yapma oğlum diyebiliyordu sadece. babam ise her zamanki gibi sorunu şiddetle halletmeye çalışırdı.

    yize azıttığım bir dönem okulda kavga çıkarmıştım. kavgaya iki tarafın arkadaşları da katılınca olay iyice büyüdü. hepimiz disipline gönderildik. müdür de babamı aramış belli ki...

    aynı gece eve geldim. babam salonda öylece oturuyordu. ne televizyon açıktı ne de başka birşey. belli ki beni bekliyordu. ben normalde eve girince direkt odama giderdim, yine öyle yapıyordum ama arkamdan bağırdı gel buraya diye. gittim. sen ne halt ettiğini sanıyorsun diye bağırarak sordu. cevap vermedim ve arkamı döndüm odama gitmek üzere. sana soruyorum diyerek kolumdan tutup kendine doğru çevirdi beni. ittim. alkollüydü biraz bu yüzden ben itince sendeledi geriye doğru. bu hareketim nedeni ile siniri katlanarak arttı ve yumruk attı bana, yüzüme. ben de biraz geriye doğru sendeledim ve hemen ardından bir yumruk da ben salladım onun yüzüne doğru. biraz geriye çekildiği için yumruğum yüzünü sıyırarak boşluğa doğru gitti.

    ona ilk kez vurmayı denemiştim o güne dek. bu sebeple o da şaşırdı ve tekrar sinirlendi. vayyy dedi, piçe bak babasına el kaldırıyor diye bağırdı. o lafı sonrasında delirdim resmen, bir yumruk daha salladım ona doğru. isabet etti mi etmedi mi hatırlamıyorum çünkü sanki cinnet geçiriyordum o an, bu sebeple de her ayrıntıyı hatırayamıyorum o ana dair...

    biraz sonra kendime geldim. babam benim paramla dışarıda kime artislik yapıyorsun diye birşeyler söyledi. ben de verdiği paranın bizden götürdüklerinin yanında bir hiç olduğuna dair birşeyler geveldim. bizimki tekrar alevlendi söylediklerim karşısında. sinirden elleri titriyordu resmen. biraz daha tartıştık. sonrasında o malum cümle geldi;

    defol git bu evden!

    hiç düşünmedim. direkt montumu alıp çıktım evden ve bir daha da geri dönmedim oraya.

    lise bitene kadar anneannemlerde kaldım. sağolsunlar baya ilgilendiler benimle. o dönemde psikiyatriste gittim, bazı ilaçlar kullandım, öfkemi yendim. sonrasında üniversite sınavları geldi çattı. akrabalarımdan beni evinde kabul edebilecek olanlarının yaşadığı şehirlerdeki üniversiteleri hedef belirledim kendime. çok şükür hedeflediklerimden birine kapağı attım. beni 4 yıl boyunca ağırlayan ve maddi manevi destek veren halamlara da ne kadar teşekkür etsem azdır. çünkü anneannemlerin yanında onların da çok emeği var üzerimde. üniversite hayatım boyunca çalışmama ve neredeyse kendime yetecek kadar para kazanmama rağmen bana verdikleri sıcak yatağın yanında maddi olarak da çok destek verdiler bana.

    üniversitenin 1. senesinde annem vefat etti kalp krizinden. beni evden kovduğu o geceden sonra ilk kez annemin cenazesinde gördüm babamı. konuşmadık bile. yüzüne bir kez baktım ve hiç üzgün olmayan umursamaz bir surat gördüm. bu sebeple de suratına bir daha bakmadım o gün.

    annemin cenazesinden sonra yılda 1-2 kez zoraki telefon görüşmeleri yaptık babamla, onlar da zoraki konuşmalardı zaten, olmasa da olurdu.

    sonrasında üniversiteyi bitirdim, askere gittim geldim ve tekrar anneannemlerin yanına döndüm. bir süre iş aradıktan sonra kafama yatan bir şirket buldum ve onlarla beraber çalışmaya başladım. 2-3 ay çalışıp para biriktirince anneannemlere daha fazla yük olmamak için bir ev kiralayıp onların yanından taşındım.

    deli gibi çalıştım. çok şükür iyi para kazandım. kendi kendime gayet iyi yetecek bir pozisyona geldim. bu durumum babamın kulağına gitmiş olacak ki beni telefonla aramaya başladı. ilk başlarda reddediyordum aramalarını ama bir gün açtım, müsait olduğum bir gün evime ziyarete gelmek istiyorum dedi. derdi neyse halledelim de bir an önce kurtulayım düşüncesiyle isteksizce kabul ettim bu isteğini.

    birkaç gün sonra akşam geldi evime. kapıyı açtığımda gülümsüyordu. babamı kaç defa gülümserken gördüm diye düşündüm o an, ama bu soruma yanıt bulamadım, çünkü hatırlayamadım. onu içeri buyurdum. salondaki koltuklardan birine oturdu, ben de karşısına oturdum.

    evi güzel döşemişsin dedi. evet dedim, benim mesleğim bu. biliyorum dedi gülümseyerek. o gülümsedikçe sinir katsayım arttı. havadan sudan birşeyler geveledi. ben sadece sustum. en sonunda dayanamadım ve sordum; 'neden geldin?'

    tekrar gülümsedi ve başını öne eğerek 'ben senin babanım, evet biliyorum sana şu ana kadar babalık yapamadım ama aklım başıma geldi artık' dedi. yine ööylece baktım suratına. sonra devam etti, baba oğul ilişkileri hakkında palavralar sıktı, ciddiyetle dinleyemedim. en sonunda ise konusu maddi durumuma getirdi ve iyi kazanıyorsun gördüğüm kadarıyla dedi. kendi kendime yetebiliyorum çok şükür dedim. evet dedi ve o sıralar maddi anlamda ne kadar sıkışık olduğundan bahsetti. konuştukça da evime geliş amacı iyice beli oluyordu. konuşmasının en sonunda ise ona ayda belirli bir miktar para göndermemi istedi açık açık. ben ise iyice sinirlendim. evime geliş amacını az çok biliyordum ama bunu baba oğul ilişkilerine dair palavralarla süsleyerek yapınca sinirden ellerim titremeye başladı. ayağa kalktım. bana baktı gülümseyerek. yıllar önce bana söylediği cümleyi söyledim ona sakince;

    defol git bu evden...

    şaşırdı. öylece baktı suratıma. o aptal gülümsemesi de kaybolmuştu.

    biraz daha yüksek sesle tekrarladım;

    defol git bu evden...

    tamam dedi. üstünü başını giydi ve sessizce gitti evimden.

    aynı benim yıllar önce defolup gittiğim gibi...
    62 ...