iki sınıf düşünün. ikisinde de hırsızlık olayı patlak verir. Soruşturmalar, mahkemeler vs vs sonunda hırsız ikisinde de tespit edilir. Sınıflardan birinde hırsıza cephe alınır, dışlanır. Ötekinde hırsızı savunmak, bu ahlaksızlığa karşı mahkemelere cephe almak bir erdem kabul edilir. Kendilerine hırsızlığa ve ahlaksızlığa karşı yaptıkları hatırlatıldığında diğer kimselerin hırsızlıklarının bulunamamış olmasının onların hırsız olmadığını ispatlanamayacağını söylerler. Bununla da övünürler. işte fenerbahçe bu sınıftır. Kendi içlerinde meydana gelen herhangi bir ayıptan sorumlu asla ve asla fenerbahçe spor klübü değildir onların gözünde. Medyadır, adalet sistemidir vs vs. Kendilerini izole bir güruh olarak görüp tüm dünyanın kendilerine karşı cephe aldığı fikrine kendilerini alıştırıp sanal bir superiority yaratmaktır tek dertleri.
Öte yandan, futbol geleneği açısından türkiyenin çoğu klubünden de farklıdır. Maç seyretmek, ve fenerbahçeye destek vermek bir gelenektir. Holigan ve embesil taraftarlarını bir kenara bırakırsak ( bu tip insanlar her takım taraftarları arasında mevcuttur ), gerçekten futbol seyretmekten haz alan bir kitlesi vardır. En iyi ve en pahalı transferleri genellikle fenerbahçe yapar. Ancak alt yapısı o kadar iyi değildir. Zira futbol kültüründe yetiştirmek pek yoktur.