benim çocukluğumda kurban bayramları daha bir şiddet içerikliydi sanki.
kurban edilecek hayvanlar önceden alınır, kömürlük ya da benzeri bir alanda en az bir hafta bakılırdı. biz o canlar beslerdik. hatta yaşın verdiği aptallık ile sırtıa binip gezmişliğimiz de var*.
sonra bayram sabahı cicili bicili giyinip bahçeye çıkardık. dua seslerinin yükseldiği bahçede çırpınan bir varlık. beyaz tüyleri kıpkırmızı.
sonra bacağından oklava sokup, şişirip derisini yüzerlerdi. tabi bundan önce kelle tamamen kesilirdi. tüm iç organlar çıkıp paylanmaya başlardı ve bunların hepsi, sokaklarda, bahçelerde ve çocukların gözü önünde olurdu. düşünüyorum da aslında bir çocuk için bu görüntüler vahşet.
ben kurban bayramında ki bu sahnelere karşıyım arkadaşım. sadist ettiler bizi. zaten darbe çocuklarıyız iyice psikopat olduk.
et konusuna gelince kurban bayramı et yemek için değil, yardıma muhtaç olanların bir nebze de olsa ihtiyaçlarını giderebilmektir temel felsefesi. ama nedense dini de dar anlamda algılayanlar kurban bayramını da et yemek olarak değerlendiriyorlar.