tatil günü sabahı erkenden işe gitmek için evden çıkarsın. aynı anda oğluyla balığa gitmek için elindeki çantasını arabasının bagajına koyarken komşunla göz göze gelirsin. eşi de camdan gülücükler saçıyordur. pis bir sırıtmayla hayırlı işler der.
sonra sen de bunu akşama kadar kafanda kurup durursun. işte o an fakirliğini farkedersin. zira açlık yada yokluk fakirlik değildir.
fakirlik kendini zamanın, dünyanın ve kendi zevklerinin merkezi zannederken aslında yalnızlığını unutman için daha çok çalışman gerektirdiğini hissettiren sıfatmış.
gene rahmetli dedem derdi "iki çeşit fakir adam vardır. biri para fakiri diğeri karı fakiri. karı fakiri daha fakirdir zira tek başına bir adam asla adam değildir."
sonrada "nenene söyle bi kahve yapsın" derdi.
allah gani gani rahmet eylesin.
(bkz: dedemize sahip çıkalım.)