bir koltuğa oturup, o anki psikolojik durumu ne olursa olsun, insanın geride bıraktığının muhasebesini yaptığı gün. son kez işe gitmeden önce, bu günü hayırlısıyla atlatmayı ve tatil planlarını düşünür. vefasız ve değerini bilemeyen eski dostlarını, patronuyla giriştiği zam tartışmalarını ve önündeki uzun tatili senaryo olarak kafasına yazar. yalnız kalmak ister, resmi kıyafetlerin, yeşil saçlı elf kızı resimlerinin ve otoritenin arkasına gizlenmiş yabancılara kafasını kaldırıp bakmak istemez, işine konsantre olamadığından zaman zaman uyarılır, en uzun cuma günüdür yaşadığı. nihayet, saat 6' ya geldiğinde, buz gibi suyu başından aşağı dökercesine içer, yaşına bakmadan sevinç çığlıkları atar, hatta karnelerini almış evine giden çocuklarla horon tepmek ister, yorgunluğu onu zorlasa da, o kendini zorlar ve deniz kıyısında, hoş bir kafede, güzel bir sinemada, dolu zamanlara inat boş zamanlarını harcar.
(bkz: yaşasın tatil)