hipnozcu

entry280 galeri
    111.
  1. bazı gerçeklerin artık gün yüzüne çıkması gerekiyor. hayatım pahasına bunu bugün, tam da burada yapıcam.

    gebzede buluştuk. uzaktan esmer, kavruk bir adam yaklaşıyordu bana doğru. "yoksaa yoksaaa.. laaan?" dedim. arabama iyice yaklaştıktan sonra, camı çevirir gibi hareket yaptı. tereddüt etmeden camı açtım. "birader burası ücretli. 5 tele alayım. canlı şşşş ;)" dedi. "ne alakası var arkadaşım bildiğin yol kenarı burası" deyince, "biz belediyeden aldık burayı. buralarda arabaları çok çiziyorlar biz bakarak oluyoruz. annnnadın mı kardeş" dedi.

    tırsak bi yapım olduğu için "haaa tamam abi. belediyeden diyosun. tamam tamam. al abi sen 10 lirayı benim arabaya daha iyi bakın. gerçi ben arabada olucam ama olsun. allah sizin gibi insanlardan razı olsun" deyip meseleyi uzatmadım.

    değnekçi arabadan uzaklaşırken tehlikenin geçmesine sevinmekle 10 liradan olmak arasında kalmıştım. neden sonra apansız telefon melodim çaldı. arabesk rap dinleyen bi insan olmama rağmen hala apaçi müziğinden vazgeçememiştim. istemsiz bir iki figürden sonra telofunu yanıtladım:

    - hacı nerdesin?

    + nadi langül parkındayım amk değnekçiye 10 lira verdim nerdesin usta sen?

    - manitacılıktayım abbbeeemm. iki üç tane ayıkladım yanına geliyorum.

    + bu amına kodumunun manitacılığı bizim yanımızda olmuyo mu aga?

    - senin yaşın tutmuyo genç ahahaa. geldim geldim kapa telefonunu.

    defalarca msnde veb kem açıp kontör karşılığında soyunmuşluğumuz olmasına rağmen hipnozcuyu ilk defa görüyordum. kumral, renkl gözlü biriydi. sanki bir şeyler eğreti duruyordu. bu topraklardan değil de fıransesko tottinin köyündenmiş izlenimine kapılmıştım.

    arabaya geçti hemen. hoştu beşti derken, değpnekçiye kaptırdığım 15 lirayı ondan aldım. tabi değnekçiye 10 lira verdiğimi çok sonra hatırlayıp pişman olmuştum. fırsat bulsam iade edicem ama görüşemiyoruz ki.

    neyse, gebzede bi iki tur attık. hangi mekana gitsek herkes ayaklanıyordu. en son bir derneğe götürdü beni. inceden tırstım yine. zaten ben kişilik itibariyle günde 8-10 kez tırsmazsam o günüm iyi geçmiyor.

    dernek kot farkı nedeniyle tuhaf bir mimariye sahipti. kasvetli fiziki görünüşe, garip ayinimsi müzikler eşlik ediyordu. ilk fırsatta hipnozcuyu kenara çekip:

    + aga sen nereye getirdin amk beni? bak anam babam tembihledi beni. olaylara karışma dedi. aman gözün sevem gidelim burdan.

    - dur amk la iki dakka. arkadaş hepsi bunların. sana başka bir yanımızı göstericez hehee.

    istemsizce aklımdan "sikmeseler bari. ulan yoksa fazladan 5 lira aldığımı mı öğrendi? gerekirse özür diler iade ederim. bi iki tokat atar hırsı geçer" diye geçiriyordum ki odaya siyah cübbelerle birileri girdi. kafalarında kapişon gibi bi şey vardı. iyiden iyiye tırsmaya başlamıştım. hemen topuklasam değnekçinin oraya varıp değnekçiden yardım isterim diye şahane bi plan yaptım. sonuçta değnekçi, milletin arabası çizilmesin diye orada fedakarca duran bi insandı. "olm ne pinti adamsın. 10 lira vereceğine 20 verip hipnozcudan 25 alsaydın" diyerek kızdım kendime.

    o sıra hipnozcu omzuma dokundu:

    - senin de meme uçların sertleşti mi lan! bu ayin bi harika dostum

    dedi. yok öyle dememiş aslında ben öyle anladım ve "efendim" dedim.

    - burada öğrendiğin burada kalır

    dedi.

    ayinin ve konuşulanların detayına çok giremiyorum ama o gün öğrendim ki hipnozcunun derin bağlantıları varmış.

    büyük dedesi tapınak şovalyelerinin en sikici adamlarındanmış ve gebze locasının başındaki isim de hipnozcu imiş.

    dernek gibi yerden çıkınca, değnekçinin de verdiği güvenle, "olm senin deden bek sikiciydi öyle mi ehehee", "hacı abi beni gebze belediyesine soksana", "aga 2b arazileri için ne düşünüyorsun" diye lakayt tavırlar sergiledim.

    o gün bugündür ne veb kemde soyunuyoruz ne de gebzeye gidebiliyorum. tek tesellim, değnekçi gibi güven veren bir arkadaşla tanışmam ve hipnozcudan aldığım fazladan 5 lira.

    devir ekonomi devri aga.
    0 ...