çocukluğun en kötü yanı, sizi kimsenin siklememesi.
büyümenin de en kötü yanı, sizi herkesin siklediğini sanmak.
şöyle diyaloglara aşinasın demi aga çocukluktan:
baba: olum süleyman amcana gidiyorsun. babamın selamı var diyorsun. bi tane üçlü piriz kapıp geliyorsun tamam mı?
façalı yürek: baba niye selam söylüyorum onu annamadım ya direkt gidip alayım işte.
baba: sus lan keraneci dediğimi yap gel hadi acele.
façalı: off ya peki.
***
façalı: hayırlı işler süleyman abi.
süleyman: sağol olum.
façalı: babamın selamı var abi (here we go) bi tane şe...
süleyman: baban kim senin evladım?
façalı: zeki.
süleyman: hangi zeki?
façalı: şu karaman sitesinde oturuyor.
süleyman: hangisinde?
façalı: a blokta. hastanede çalışıyor.
süleyman: hee hee teknisyen zeki abi.
façalı: evet abi.
süleyman: ne istiyosun bakalım?
façalı: bi üçlü priz. ne kadar?
süleyman: 17 lira.
normalde iki satır sürecek muhabbet yürür de yürür. hayır zaten üçlü priz herkese 17 lira. bi de adam seni üçlü priz satarken nasıl kazıklayabilir ki? bu nasıl bi düşüncedir? üçlü priz diye ikili priz mi iteleyecek amına koyim!
tüm bu nedenlerle tiksinilir bir esnafa birinin selamıyla gitmekten. hayır gürültü kirliliğinden başka bi şey değil ki. çoluğa çocuğa karışayım, hiç bu işlere girmiycem. onu bari zehirlemeyelim toplum olarak. bir ateş yaktım diye düşünüyorum arkadaşlar, büyütüp koca bir yangına çevirmek hepimizin elinde. hassasiyetimi sikeyim!