1919 yılında atatürk'ün milli iradeyi sağlamak amaçlı kürt aşiretlerine mektup yazması olayıdır.
karşılıklı gerçekleşen bu mektuplaşmadan o yıllardaki türk-kürt ilişkileirnin nasıl olduğunu da anlayabilmemiz için önemlidir.
Mustafa Kemal paşa 2 aşiret ağasına yazdığı mektubunda şöyle diyor;
--spoiler--
"sizler gibi büyükler oldukça türk ve kürt'ün birbirinden ayrılmaz bir kardeş olarak yaşamakta devam edeceği, sarsılmaz bir tek vücut halinde iç ve dış düşmanlarımıza karşı bir kale halinde kalacağı şüphesizdir."
--spoiler--
Kürt aşiretlerinden gelen cevap şöyleydi;
--spoiler--
"dersim'in ve erzincan'ın bir kısmını meydana getiren biz kürtlerin, bin yıldan beri birlikte yaşadığımız türklerden ayrılmak hatırımıza bile gelmez. bu birliği korumak için hayatımızı fedaya hazırız."
--spoiler--
işte arkadaşlar, düşman işgali esnasında türk ve kürt hep bir bütün olmuş aynı toprağı savunmuştur. bu mektuplaşmadan da görülebileceği gibi kürt aşiretleri de aynı fikirdedir.
peki biz nasıl bu hale geldik? bunu biraz düşünmemiz gerekir. pkk kimdir? kürt müdür? ermeni midir? kürtlerin aklını çelmiş abd kuklası mıdır? amacı kürdistan mıdır, yoksa o toprakları avrupada bölüştürmek midir?
neyse ne, şunu anlasak yeterli, demek ki 1 insan türk ve kürt arasında iş birliğini sağlayabilecek yetenekte tek 1 kişi, ülkeye huzuru getirebiliyor... imkansız değil. mustafa kemal atatürk'ten başka bu yetenekte hiç kimse gelmedi, gelemedi ne yazıkki. işte bu yüzden bu haldeyiz!