'60ların hippilerine benzettiğim kaybolmuş gençlik. sadece takım elbise, dayak ve toplanıp sohbet ederler. hippilerin en azından bir idealleri vardı. bunların yok.
üstünkörü söylemiyorum, farklı şehirlerde toplantılarına girip fikir edindim. özellikle söylüyorum: büyük çoğunluğu dalgasına, kavga edersem beni korurlar diye orada. ve birçoğunun da ahlak bekçiliği yapıp gizliden kızlarını götürdüğüne de ben şahit oldum.
hiçbir ülkücü yalnız gezmez. yalnız gezerse döverler. net.
mottoları ülkümüz turan rehberimiz kuran'dır. o zaman ahlak bekçiliği yapmayın kardeş, o zaman milletin yanına gelip senin görüşün ne diye sormayın kardeş, o zaman saman altından kız götürmeyin kardeş(burada bahsettiğim sevgili olması değil, bildiğin kızı sikiyor). kendi mottonuzla tezatlık oluşturmayın.
ama öyle güzel bir kaç tane ülkücü arkadaşım var ki. adam diyor ki; müzik evrenseldir siyasi içeriği olmaz. yok ezginin günlüğüymüş yok grup yorummuş onları dinlersem solcu olmam diyor. millet istediği kızla oğlanla ilişkiye girsin beni ilgilendirmez diyor günahı boynuna. başkalarını zorla ülkücü yapmam diyor. insan bu işte. adam gibi adam, görüşünün asil temsilcisi.
tüm siyasi görüşlerde çok az vardır bu kişilerden. solcusu olsun, devrimcisi olsun, komünisti olsun. insan gibi insan siyasette az bulursun.