mahalle terzisinin oğlu semih ve imamın oğlu izzet in kafayı demir askılıkla kırmak. akabinde, "ya öldülerse lan!" diyerek evden kaçmak. eve çok uzak bir parkta bi süre oturup, bundan sonra ne yapacağını düşündükten sonra, gölgesinde oturduğu ağaca gözünü dikmek, sonrasında üzerine çıkıp orada yaşamaya karar vermek. düşünürken çok yorulmuş olacak ki orada, o ağacın tepesinde bi dalın üzerinde uyumak, oradan aşağı düşmek, gözleri hastanede açmak. kolu kırmak. eve götürüldükten sonra, bu çocuk zaten kolunu kırmış yazıktır diyip sevilip sarmalanacağına anneden bi güzel dayak yemek.
orosbunun cocuu izzet ve semih den özür dileme sancıma başka bi başlık altında değineceğim.