a thousand splendid suns

entry80 galeri
    52.
  1. asya edebiyatının yükselişine güzel bir numune olan kitaptır. daha önceki entrylerde çok bahsedilmiş kadının taliban toplumundaki yerinden. Şimdi ise ben başka bir perspektiften yaklaşmak istiyorum olaya. yıllarca doğu, bilhassa aydınlanma çağı sonrası, batı için egzotik, el değmemiş, iştah kabartan bir uygarlıktı. nitekim belirttiğim gibi aydınlanma çağından sonra çeşitli aydınlar (ben bu tip aydınlara toplum mühendisi diyorum) doğu üzerine çeşitli yazılar yazdılar. başta osmanlı olmak üzere çoğu edebiyatı doğrudan etkilediler. onların o yıllarda doğuya bakışları bir 16.yy daki bakışlarından çok farklıydı. gelişimine tüm hızıyla devam eden ve iştahlı batı, geri kalmış doğuya abilik yapmak istiyordu. metinleri incelerseniz eğer gözünüze çarpacak olan şey bir kontrol çabasıdır. bu yaklaşıma oryantalizm adı verildi. bunun temelinde anlama, etkileme, düzenleme avrupalıların tabiriyle re-create fikri vardı. bu yolla doğunun sözümona zaaflarından çıkar sağlamaya çalıştılar. (ki bu hala sürüyor) yeri geldi hareme girdiler, yeri geldi çok eşliliği, kadına karşı tutumu, eğitimsizliği, miskinliği, üreme oranlarını dile getirdiler. bunları savunduğumdan değil yanlış anlaşılmasın fakat geleneğe dair ne varsa temeline dinamitler koymaya çalıştılar. ne zaman ki doğu okumaya başladı ve global dünya ile tanıştı, işte o zaman aydınlardaki batıya karşı eziklik kompleksinden sıyrılış göze çarptı ve oryantalist çalışmalara karşı doğunun tutumu sertleşti. Şimdi kitaba ve yazarına gelelim. eğer ki sen bir halkı dışarıdan görüp eleştirirsen buna karşı cephenin oluşması çok zor değildir. fakat bu eleştiriyi dünyaya o topraklardan gelen, birincil bir tanık tarafından yaptırırsan bu işin etkisi artar işte. doğu toplumlarının sorunu çözüme yönelik hamleler yapmasından ziyade kendi özeleştirisini aşağılık kompleksiyle birleştirip içersinde kamplaşmalara gitmesini ve birbirini yemesini keyifle izlersin. oysaki bilirsin ki kabil'i kalbi bellemiş afganistan toprakları bin sene önce böyle değildi. islama bakış böyle değildi. taşeron bir örgüt baskı yoluyla katliamlar yaptı ve yapıyor ve bunu seyreden ve oranın sorunlarını gerçekten önemsemeyip uyuşturucu potansiyelini ve stratejik konumunu esas alan politikalarla o ülkeyi savaş alanına, toplumun psikolojisini yıkıma, yönetimi kaos içerisinde bırakmaya yönelik hamleler yapan batı yönetimlerinin yaptıkları bir kenarda dururken, insanlar koltuklarında oturup oradaki insanları eleştiriyor ya işte bu batıya yeter. yıkıcı politikalarıyla dünyayı belleyen zihniyet eleştirilmelidir önce doğu değil. doğu eleştiriyi aşıp çözüm yollarına yönelmedikçe böyle daha çoook kitap yazılır çok ağlanır.
    0 ...