Kaybetmekten korktuklarına daha çok sarılırsında doyamazsın ya. sen sarıldıkça o nefes alamaz.sen sarıldıkça o gitmek ister ya işte öyle bir şey senle yaşadığım.
Ya da sen gitmek istersin ya. çamura saplanan araba misali. ne kadar çok istersin çıkmayı çukurdan.ama sen gitmek için gaza bastıkça, kaldığın yerden çıkamaz olursun,saplanır kalırsın ya ,işte öyle bir şey senle yaşadığım
Hayat o kadar monoton ve sıkıcı geldiğinde,dünyalar kadar hediye alsan, eşya da alsan da bir türlü mutlu olamazsın da onun yüzünü gördüğünde sanki sana yeni bir ömür vermişler gibi için içine sığmaz ya işte öyle bir şey senle yaşadığım.
Bilirsin adı yok şanı yok çevrende. istesen de dokunamazsın, istesen de gelmez , istesen de bakamazsın gözlerine ve buna rağmen bilirsin ki; onda sana ait bir şeyler var bilirsin ya, işte öyle bir şey senle yaşadığım.
Bir yanın gelsin ister, diğer yanın gitsin der. Bir yanın özlem duyar, bir yanın azap. Hayatının bir tarafına koyasın orada kıpırdamadan durur, sen arkanı dönüp gitsen bile gidemez ya bıraktıkların; işte öyle bir şey senle yaşadığım.
Gel dersin, gelmesini istemek değildir amacın... git dersin ama sen bir türlü gidemezsin ya işte öyle bir şey senle yaşadığım
Umutla bakan gözlerini kaybettiğinde, hayatın anlamını bir türlü bulamadığında, sevgiye, sevdaya inancını kaybedip, tüm aşkı için kendinden vazgeçenlere içten içe kızıp, sinirlendiğinde; kendini buz dağının tepesinde bulup da hayatta sevmek gibi bir şey yok demektir senle yaşadığım
Yaşayıp da unutmak istediğin her anı içinden defalarca kez yaşayıp yüreğinde derin bir iz bırakmak gibidir senle yaşadığım.
Şimdi soruyorum sana: sen nesin, hayatım da kimsin ki; beni sensiz adım atamaz hale getirdin. geçmişim de yoksun geleceğimde de şimdimde de yoksun. sen kimsin, nesin?