tanırım iyi çocuktur söylemini türkiye toplumuna kazandıran geniş omuzlu abimizin zekasına bazen hayran kalırım zira bir insanı aklamak için en tepeden gelecek böyle bir söylem elbette koyun sürüsü için hayli büyük anlamlar ifade eder.
küresel ikinmaya gelince yıllar var yazarım şu sözlükte. eskiden türlü nicklerim oldu kimi zaman ortalığı bulandırdım, kimi zaman egomu tatmin etmek için yazdım kimi zaman ne yalan söyleyeyim kadınlar için. kendimi kirlettiğim oldu. sonra bir süre bıraktım. ekşi'de 3 defa yazar oldum üçünüde sildim ve temize çıkardım kendimi. burdan da gitmiştim yine geldim. ihl sözlükte dahi yazar olduydum bir dönem anlayacağınız tüketim fetişzmin dibine indiğim oldu. lakin burası kişinin köyü gibi insan gidiyor ama yine geliyor. şu an aklıma nerden düştü bilemem ama bir kaç gün öncesi yaşadığım şehire çöken sisin ve kasvetin çocukluk anılarımı hatırlatmasından mütevellit kendimi gecenin karanlığında şu an epeyce uzak olduğum mahallenin sokaklarına attım. içimde bastırılmaz bir şekilde çocukluk günlerimin anlarına yaklaşma isteği peyda oldu. gittim. en ücra sokaklarda gezindim çok değişmişti yıllar sadece insanları değil sokakları dahi değiştiriyor.
bizler de doğanın ve insan yapımı kentlerin bir parçasıyız ve ileriye doğru hızla hareket edip durmadan değişen varlıklarız. yerinde sayıklayan insanlardan nefret ettiğim gibi hızla değişenlerde midemi bulandırır. bir kararı olmalı bunun değil mi? suyun bile kaynarken ki şeklinde bir denge vardır önce ısınır sonra kaynar o kaynamadan soğumaya geçiş sürecide yavaştır. aklı başında ve dengelidir. bir insan gerçekten insansa doğruyu söylemeyi bilmedilir sırf bu yüzden türlü belalar geldi başıma sözümü esirgemem anneme, babama, kardeşime karşı bile böyleydi.
küresel ikinmaylada çok çok eskiden o farklı bir maske altındayken ben de yenimi maskemi takmışken bir tartışmamız olmuştu. başkaları da müdahil olmuştu bu tartışmaya sanırım bana çaylaklığın yolu açılmıştı. sonra insani bir sebepten dolayı bir şekilde tekrar buzlar erimiş konuşup etmiştik. arada hala mesajlaştığımız oluyor. kötü biri olduğunu düşünmüyorum ama çok eksikleri var bunu söylemek bana düşer mi bilemem ama bir insan neyse o olmalıdır. lakin sözlük ortamlarını bildiğim ve kendimde çeşitli süreçlerden geçtiğim için ve hatta bir çok nick altında yazarken farklı profiller segilediğim için kısmen kendisini anlıyorum. yine de bir insan en fazla 10 dakika taklit yapabilir sonra kendi özüne döner.
küresel ikinma eğer taklit yapmıyorsa bana göre çok saf ve aptal. öyle ahım şahım derinlikli yazıları da yok. kendi boş ve ufak dünyasında etrafında bir kaç insan görmek istiyor. bunu kimi zaman dilediği dahi oluyor. biz erkeğiz ve vajinaya karşı inanılmaz zaaflarımız var. ve fakat bir insan artık kusma noktasına gelince tanrı'nın erkeğe verdiği bu en zayıf nokta dahi yıkılıp gider o zaman erkek gerçekten elde edilemez bir varlığa dönüşür. bir kadın beynini bir tarafa bırakıp vajinasını ön plana atınca aslında beyninin öteki yarısını kullanmaya başlamış demektir. artık zeka ve kurnazlık rahvan giden atlar gibidir. bunu yapıyor mu bilemiyorum.
ve fakat sözlükte bir kalite oturtma girişimi kendisini aşar diye düşünüyorum. zaten dikkat edin kendi aklındaki yaşam ve düşünce biçimini başkasına dayatma şeklinin eş anlamı faşizmin ötesinde zeka gerililiğidir. her insanın kendine göre kutsalları vardır ve ne yalan söyleyeyim gün boyu bu ortamda benim kutsallarıma tecavüz ediliyor. sözlük nedir? kalite nedir? allah aşkına sözlüğü hayatının merkez noktası yapan insanları mı var bu ortamda. eğer dışarısı yani türkiye'nin sokakları sözlük gerçeği gibi olsaydı şimdi neler neler olmuştu. doğal olarak ben bu girişimi girişim kısmında dahi saçma buluyorum.
herkes çıksın akılındaki şeyleri söyleyiversin ondan sonra olsun bitsin artık birbirimizin götünü parmaklamaktan veya taşaklarını yalamaktan vazgeçelim yani. mesajlaştığımız arkadaşılık kurduğumuz birini eleştirmek neden zor geliyor bu onunda yararına olabilecek bir durum. ben öyle düşünüyorum.