sahneler arası geçişlerde anıtkabir i gösteren, atatürk ün fotoğraflarını, türk bayrağını, özellikle gösteren bir dizi çok kolay bir şekilde kürtçülük yapmakla suçlanmaya başlandı. bunu kabullanemiyorum.
içeriğe gelirsek, kürt alevi sevdi diye öldürülen kız hikayesi yukarlarda bir yerlerde de söylendiği gibi gerçekten çok klasik olmuş. fakat olmamıştır, yaşanmamıştır böyle şeyler diyebilir miyiz?
dizide her zaman vicdan, özgürlük üzerinden belli kesimlere eleştiriler gönderiliyor. harun un çıkışları manidardır, önemlidir: -protesto sırasında- türkçe bağırın türkçe bağırın!!, kürtçe savunma yapmak isteyen sanığa: ee türkçe biliyon la sen niye türkçe savunmuyon? çıkışı diğer kesmin görüşlerini yansıtmaktaydı.
eleştirilebilecek bir nokta varsa bu bölümde tek tarafta yaşanan acıların gösterilmesiydi. bunun dozajı iyi ayarlanamadı. bu seferde şehit anaları gözardı edildi. bu taraftan da olaya dokunulsa, halk objektif olunduğuna dair daha da inandırılabilinirdi.* ve dizi toplum içindeki bu ayrışmada bütünleştirici bir etmen olabilirdi. senaristler bu konuyu ne kadar önemsiyorlar o tarafını bilemiyorum belki de ben onlara büyük bir rol biçerek yanılmışımdır.