her zaman sistemin zindanlara tıktırdığı, kararlı, yılmaz bir devrimcidir.
siyasi birikimi "kahvehane siyasetinden" ibaret olanların yalnızca "apo ile fotoğraflar" üzerinden hedef alması ( hedef alması diyorum, çünkü sanırım eleştirebilecek ve eleştirilerinin arkasında durabilecekler birikimleri yok) toplum olarak ulaştığımız "akıl tutulmasının" ne boyutlara vardığını gösteriyor. zira yalnızca iki kare üzerinden bir insanı "katil, ya da pkk yandaşı" ilan etmek başka bir kavram ile açıklanamıyor.
perinçek, geçmişte savunduğu sol değerleri halen savunmaktadır. insanlığın büyük emekçi devrimi deneyimi olan, sınıfsız toplum ideası için atılmış en kararlı adımlardan biri olan çin devrimine hala yaslamaktadır sırtını.
geçmişte de cumhuriyet devrimlerinin ilerletilmesi, cumhuriyet devrimlerinin de aşılması programıyla siyaset yapmıştır. tüm tutarlı, yerel denge ve şartları hesaba katan sosyalistlerin yaptığı gibi. yalpalanmalar 40 yılını devirmiş her siyasi harekette olur. önemli olan öz eleştiri verip, kendini doğru noktaya itebilmektir. bunu da geçmişin yayınlarını incelediğimiz zaman perinçek'te görebiliyoruz.
kusura bakmasınlar, bu konuda yazmaya başlayınca iki satırla geçiştiremiyorum.