eğer benim gibi geçen sene afilli filintalardan yazarı takip ettiyseniz, kısa sürede bitirirsiniz bu kitabı, çünkü çoğu bölüm oradan alıntı. Kitabın türü deneme denebilir. Erken kaybedenlerden daha felsefi ve depresif. Ben erken kaybedenleri daha çok sevdim. Çünkü, mesajların dolaylı, yani bir kurgu içinde verilmesi taraftarıyım galiba. Ama yine de bu kitap da başarılı.
Depresyondaysanız okumayın demeyeceğim, çünkü ben geçen sene okudum. Bir şey olmadı. Hatta başkaları da hayal kırıklığına uğruyor galiba, başkalarının da çabaları boşa gidiyor zaten diye düşünüyor insan bu kitabı okuduktan sonra. Tek bahtsız ben değilim gibisinden.
e.g. babam fabrikadan aldığı maaşının yarısıyla yirmi sene boyunca taksit ödeyip inan yapı kooperatifinde bir daire sahibi oldu. taksitlerin bittiği ay deprem oldu, ev yıkıldı. tek yumrukla nakavt. her zaman böyle olur. mutlu olmak için bir sürü faktörün bir araya gelmesi gerekir. mutsuzluk için tek neden yeter.
insan zaten ziyan olmak için yaratılmıştır diyor ya (p. 97).. aferin diyorum. Çünkü, insan bazen istedikleri olmadığı için ya da hayatta başarılı olamadığı için ziyan olduğu hissine kapılıyor. Emrah da üzülmeyin zaten ziyan olmak için yaratılmışız diyor. insanın içi rahatlıyor birazcık..
Hatta aşk acısı çekiyorsanız alın üstüne bir de Genç Wertherin acılarını okuyun, tam olsun. Ben yıllar önce okumuştum. (emrahın kitabında da geçmiş bu kitap: p, 91) inceydi, tavsiye ederim. adam o kadar acı çekiyor ki, insan onun azabını okudukça aşktan soğuyor. Çivi çiviyi söker misali..
galip işhanını okuduktan sonra Emrah serbesle bir ortak yanımızı keşfettim.. şöyle ki benden akıl alan, bundan da adam olur mu dediğim tüm deliler ev bark oldu ama ben de hala tık yok. Galiba evlilik akıllıların harcı değil..
Cevap aradığım sorular:
1.Karamürselde gerçekten yağmur fırın var mıydı, ve gerçekten yandı mı? Biraz gereksiz, ama merak ettim napayım?
2.Emrah önce babam taksi parası olmadığı için taksi tutamadı ve bavullarını taşırken öldü demiş (p. 137). sonra da matbaası vardı, ve Matbaaya kağıt balyaları taşırken öldü demiş (p. 169). Hangisi doğru. Keşke ikisi de yalan olsa aslında..
Bazı anlar bu kitapta kendimden parçalar buldum:
ben içerken pek birşey yemem, o ikisini ayırırım birbirinden(p. 141).
Bence emrah otellerde birçok insanla muhattap olduğu için gözlem yeteneği çok gelişmiş. bu özelliğini yazarken kullanıyor olabilir. Şimdiye dek kullanmadıysa da şimdiden sonra kullansın. Çünkü, oteller ve kuaförler hikaye potansiyeli yüksek yerlerdir.
Emrahın bu kitabında sakaryadaki nefese takıldığını yazdığını okuduğumda irkildiğimi belirtmeden geçemeyeceğim.. Son olarak,ankarada bir imza günü düzenlese diyorum..