ben bu yazıyı tanrı ya yazdım

entry1472 galeri
    487.
  1. sevgili tanrım;
    sana daha önce de yazmıştım biliyorsun (#17422704). yandaşların bu mektubumu en beğenilmeyen entrylerime gönderdiler ama yine de sen uzun süre cevap vermeyince tekrar yazayım dedim. zaten mektubum çok da etkili olmamış olacak ki halen sende pek bir toparlanma göremedim. buna rağmen ben yine de yazmak istedim. hem belki ilk yazdığım mektubumu okumamış da olabilirsin. ne de olsa trilyonlarca gezegende olan biteni online olarak takip etmek zor tabi, seni anlıyorum. öte yandan okumuş ve yazdıklarıma bozulmuş da olabilirsin. ama okumuşsan olumsuz da olsa bir cevap versen iyi olurdu tanrım. bu noktada kendimi hikayedeki ibrahim peygamber'in (varsa) ateşine su taşıyan karıncaya benzetiyorum. yaza yaza tanrı değiştirilebilir mi bilemiyorum ama "en azından tarafım belli olsun" diyorum. sana yazmaktaki maksadım budur yani.

    neyse daha önceki mektubumda yolladığın dinlerden birini genel olarak eleştirmiştim okuduysan. şimdi başka bir konuyu eleştireceğim. her mektubumda bir konuya değinmek istiyorum bundan sonra. daha kolay olur anlaşmamız diye düşünüyorum.

    bugünkü konumuz adalet anlayışın.
    bence kötü bir adalet anlayışın var. eğer kendileri kıçından uydurmadıysa insanların ilahi adalet dediği şey tam bir ahlaksızlık. hemen kızma lütfen, sonuna kadar okursan başlıklarla izah edeceğim neden böyle düşündüğümü. hedefim senin de biraz ayıp ettiğini kabul edip iş işten geçmeden bu durumu düzeltmen.

    1. islam-cennet ilişkisindeki adaletsizlik: şimdi sen diyorsun ki, ben birini ödüllendireceksem (cennet) son gönderdiğim dine inanmış olmalı. neden ama tanrım? misal ben hristiyanım (ateistim de öyle olduğumu var say). çünkü annem babam hristiyandı. hatta onların anne babası da hristiyanlardı. haliyle ben de milyarlarca hristiyan gibi muhammed'i ve islam'ı reddediyorum. bu durumda annem babam ve çevrem yüzünden boku yedim sanırım. peki o zaman mahalle baskısından, hatta çevremden etkilenip islam'ı öğrenmeye gayret etmememden ne kadar sorumluyum? teslis inancı saçma da muhammed'in at sırtında göğe çıkması çok mu mantıklı? iki saçmalık arasında hangisine inanmam gerektiği konusunda doğduğum andan beri bana yapılan telkinlerden ne kadar sorumluyum? türkiye'deki şakirtlerin hristiyanlığı ne kadar biliyordur tanrım? bi düşün istersen.

    hadi onu geçtim, velev ki müslümanım. senin ilahi adaletinde fizyolojik olarak sinirli bir insansam ettiğim küfürlerden, çocukken şiddet gördüysem şiddete olan meylimden ne kadar sorumluyum? yetimhanede büyüdüysem, sevgi görmediysem suç işlemeye olan yatkınlığımdan ne kadar sorumluyum? senin kader dediğin o sıkışmışlık içinde özgür irade diye bana verdiğin o illüzyonda yaptıklarımın, yargılarımın ve düşündüklerimin neresinden sorumluyum? bu durum beni yargılayan senin yeteneklerinden bağımsız olarak ahlaksız bir aldatmaca değil mi? karar vermeme etki eden onlarca faktör varken beni nasıl standart kalıplara sokabilirsin?
    geçenlerde şu an cezaevinde olan bir kızın hikayesine tanık oldum tanrım. sana da yazmak istiyorum. gerçi sen biliyorsundur zaten di mi? neyse bu kız 6 yaşından beri babasının taciz ve tecavüzlerine maruz kalmış. 13 yaşından sonra babası bu kızı pazarlamaya da başlamış. en sonunda kız 16 yaşındayken babasını öldürmüş. şimdi tanrım bu kız kısa süre sonra dışarı çıkacak ve özgür irade sahibi mi olacak sence? yoksa bunca şey yaşamış ve hayatında hiçbir şeye sahip olmamış biri olarak kendini satarak mı hayatta kalmaya çalışacak? bir de sen bu kıza zina yaptığı için hesap mı soracaksın? bu kız yaşadıklarından dolayı seni reddetse ne olacak? ateistsin diye cehenneme mi atacaksın? yandaşların gibi hemen "herkesin durumu ayrı değerlendirecek" yada "ben kimseye taşıyamayacağı yük yüklemem" gibi yumuşak cevaplar vermeyeceğini,söylediklerimin özüne odaklanacağını umuyorum. özgür irade yalan diyorum bak tanrım? bi değerlendir sözlerimi.

    2. cinsellikle ilgili konuların suç addedilmesi adaletsizliği: tanrım şimdi dünyada zinayı suç addedip cezalandıran devletler var mesela. misal müslüman iran'da recm ediyorlar, eski çin'de adamı hadım ediyorlardı falan. şimdi biz insanlık olarak bunu barbarlık olarak görüyoruz. hem cezanın şekli açısından barbarlık, hem de böylesine tırıştan bir olaya verilen cezanın ağırlığı yüzünden. sormak istiyorum sana tanrım, acaba sana inananlar zinayı ahlaksız olarak addetse bile verilen cezalar açısından düşünüldüğünde kendilerini iran'a mı yakın hissediyorlardır yoksa isveç'e mi?
    devam edelim. örneğin homoseksüellik. bunun tamamen ahlaksızca olduğuna inanan en dangalak kişi bile, homoseksüelliğin bir suç olması gerektiğine inanmıyordur sanırım. hele hele cezası ağır bir suç olması gerektiğine. halbuki sen kuran'da hazreti lut'un kavmini helak eden bir tanrı olduğunu belirtiyorsun. herhalde aklı baliğ kime sorarsan sor bu cezanın fazla ağır olduğunu düşünür. sen de öyle düşünmüyor musun tanrım? kaldı ki sen öte tarafta ceza verirken bu dünyadaki gibi sınırlı bir cezadan değil "sonsuza kadar işkence"den bahsediyorsun. ama neyse o konuya 4'ncü başlıkta az sonra değineceğim zaten.. burada asıl mevzu tamamen kişinin kendisini ilgilendiren bir konuyu senin suç addetmen.
    örneğin peynir diye bir gezegen düşün tanrım. orada da bizim gibi insanlar yaşıyor olsunlar. velev ki biz de bu gezegene gitmiş olalım. bu gezegende kaşar isimli bir din olsun. bu dinin kutsal kitabı insanların göbeğini kaşırsa hem bu dünyada hem öte dünyada cezalandırılması gerektiğini yazıyor olsun. bunu gören biz ne kadar saçma olduğunu düşünürüz değil mi? işte senin zina ile ilgili tavrın da bu kadar komik tanrım. bırak insanlar kimseye zarar vermediği sürece takılsınlar. olmuyor mu?

    3. cezanın şekli ve niteliği: sevgili tanrım. şimdi senin cehennem diye bize anlattığın şey iran, ırak, arabistan ve ruanda'nın toplamından yüzbinlerce kat korkunç bir yer. oraya düşenlere yakmak suretiyle bildiğin işkence yapacaksın. ama bizim çoğumuza göre işkence hiç bir şart altında kabul edilemez bir şey. bir çok devletin de ceza hukuku bunu yasaklıyor. bana kalsa işkence ancak çok kısıtlı durumlarda, çok kısıtlı sürelerle ve kısıtlı yöntemlerle uygulanabilirliği kabul görebilecek bir şey. örnek verirsek, bir okula konmuş bir bomba varsa ve biz okulu boşaltana kadar patlayacaksa bunun yerini öğrenmek için bombayı koyduğunu bildiğimiz birine işkence edilebilir. ama bomba bulunduktan sonra işkence durur. bulunamayıp patlarsa da işkence durur, çünkü bir ceza aracı değildir. dünyanın en kötü adamı da olsa, ceza niyetine işkence yapılmasını doğru bulmam, ahlakım buna elvermez. ama sen yapacaksın. hem de bir gün, bir yıl, bir ömür değil sonsuzluk boyunca yapacaksın. stadyum dolusu adam öldürene de, zina yapana da, sana inanmayana da, birbirini seven ayni cinsten iki kişiye de.. ben senin inananlarını da anlamıyorum tanrım. bu orantısızlığın ve adaletsizliğin milyonda birine günlük hayatta tahammül edemeyen bir insanin, senin dinlerini ideal bir sistem addetmesi, çocuğuna öğretmesi nasıl bir çelişkidir?

    4. cezanın süresi: sonsuz olacağını söylediğin ceza, sonsuz ödül ile beraber, ilahi adaletin iki ahlaksız yüzünü oluşturuyor. burada ahlaksızlık olarak cezanın yahut ödülün doğasından farklı bir şeyden bahsediyorum. Farklı çünkü ceza dediğin şey tarif edilemeyecek işkenceler de olsa, milyon yılda bir atılan basit bir tekme de olsa, süresiz olduğu için ikisi de ayni kapıya yani sonsuzluğa çıkıyor. ve hiçbir iyi ya da kotu davranış, sonsuz bir tepkiyi hak edemez. cezayı değil ödülü düşünürsen de böyle. 60-70 yılda yaptıklarımızdan ötürü sonsuz mutlulukla, tatminle, zevkle ödüllendirilmek de ceza gibi adil değildir bence tanrım.

    ateist birinden bunları duymanın üzücü olduğunu biliyorum. ama emin ol sana inananların gözleri bunları söyleyemeyecek kadar kapalı, bu saçmalığın farkına varamıyorlar bir türlü. bu sebeple ben yazayım dedim. eğer bu mektubumda yazdıklarımı kabul edersen yeni bir peygamber gönderip durumu tebliğ et derim ben. ama lütfen bu kez gönderdiğin peygamber de biraz kültürlü olsun, ayı bölüyorum falan diye ortalıkta dolaşmasın. tutarlı olsun yeter. mucize gerekseydi david copperfield'a inanırdık. adam hürriyet heykelini yok ediyor inanabiliyor musun tanrım? ama yine de sen bilirsin tabi.

    en kısa sürede yanıtını bekliyorum tanrım.
    zebani arkadaşlara selam eder, gözlerinden öperim.
    sevgilerle,
    yanessar

    edit: imla yüzünden tanrım. kuluz, kusursuz değiliz.
    0 ...