parapsikoloji ile ilgilenenlerin iyi bildiği lucid rüya'dır bu.
rüyayı tam manasıyla yönetmek mümkündür. bu yönüyle yönetmenler ve bu işe gönül verenler için keşfedilmemiş bir madendir.
kendi deneyimimden yola çıkarak: bilinç altınıza yerleşen tüm o ayrıntılı detaylarıyla bir playstation oyununu bile oynamak mümkün oluyor. hem de karakterin yerinde olayları yaşıyorsunuz ve detaylar ekleyebiliyorsunuz**.
bu durumda nefes sesinizi duymaya çalışarak uyuyan bedeninizi yavaşça farkedebiliyorsunuz. hareket etmek çok zor.derin derin soluyorsunuz tamamen bilinçsiz çünkü bu işe o sırada tamamen omur ilik soğanı bakıyor müdahale etmeye açık olmuyor. en güzeli de olanı biteni duymak.
yane parapsikolojiye dönersek. astral seyahat ruhun bedenden ayrılması ve o halde dolaşması... açıklık getirmek gerekirse biz birer ruhuz ve bu beden bizi sınırlayan bir kılıf. uyku sırasında bilinçsizce ruh bedenden ayrılabiliyor. bu durumda uyurken boşlukta düşme hissine kapılıyoruz.aslında durumun sonucunda bedene dönüş böyle oluyor. biri sizi rahatsız ediyor ya da herhangi bir sebepten bedeniniz uyanurken ruh bedene düşüyor ve tam düşüş anında* korku içerisinde uyanıyoruz.
bu işi bilinçli yapmanın da yolları var. zihni yanıltmak, 3. göz vs...
lusid rüya bedenin uyur, ruhun uyanık halde olduğu an olduğu için bu iş için ideal şartları sağlıyor.
karabasan dediğimiz şey aslında rüyamıza giren cindir.bize zarar veremez fakat pek iyi korkutur.yaptıkları fiziki değildir.beynimizin içinde ya da direk ruhumuza uyguladığı gibi iki görüş var. genellikle üzerimize baskı uygular. nadiren ise ayaklarınızdan tutup sizi boşluğu çeker gibidir. bedeninize sımsıkı tutunursunuz bu durumda.baskı yapıyorsa da zaten her yaşayan gibi hareket etmeye ve bağırıp yardım istemeye çalışırsınız.etrafı görebilirsiniz bu olayın ruhani boyutudur. 3. gözünüz açıktır.karşı koymayı bıraktığınızda ayağınızdan çeker vaziyetteyse astrale çıkarsınız.baskı uyguluyorsa da bilinciniz açık kalır ve lusid rüya başlar(tabi isterseniz).
"peki bu lusid rüyayı bilinçli yaşamanın yolları yok mu?"
gece saat 3'e saatinizi kurarsınız. güzelce uyuduktan sonra dehşet içerisinde, o iğrenç gürültü ile, tatlı rüyanızdan uyanırsınız*.10 dakika sonraya kurup henüz rüyanızı unutmadan tekrar uykuya dalarsınız. tekrar uyanınca saati bir yere fırlatmak sureti ile imha ettikten sonra yine uykuya dalarsınız. iki uyanmadan sonra da aynı rüya devam eder bu normaldir ve yüzde 90 bilinciniz açılır. hatta uyurken kendi kendinize konuşur gibi düşünürsünüz. eşsizdir...
her sabah kalktığınızda gördüğünüz bir yığın rüyayı henüz unutmadan tarihi ile beraber yazarsınız. günlük tutar gibi. "ben pek rüya görmem", derler. aslında kalktığımız gibi hepsini unuturuz. her neyse bir kaç gün içinde bu rüya akımının bazen tekrar ettiğini bazen ise dizi film gibi devamı geldiğini farkedersiniz ve işin bonus'u bu garip rüya sıralanışlarınızdan kendiniz de manalar çıkartmaya başlarsınız**.
sonuçta her rüya gördüğünüzde pür dikkat, "olanları hatırlamam lazım" havasında olduğunuzu farketmeye başlıyorsunuz. lucid rüya görmek sıradan bir şey haline geliyor. *