-filmin en iyi yanı küçük nessie'nin şirinliği ve güzelliğiydi. accayip şirin olmuş. nereden bulmuşlarsa tebrikler. kız da sırf bakışlarıyla oynamış o yaşta. bravo!
-vampirler bu kadar güçlü gösterilmemişti diğer filmlerde. burada her vampir x-men'den fırlamış gibi. elementleri kontrol eden mi dersin, duyularını etkisiz hale getiren mi dersin...
-donuk suratlı yeni vampirimiz bella, yine sinir etse de filmin başında jacob'ı patakladığı sahnede epey güldürdü.
-filmin sonundaki hayali savaş sahnesi ise gayet güzeldi. canım alice'imin aro'ya gömçürdüğü bruce lee tekmesi süperdi mesela. aro'yu bildiğin marsa gönderdi kız.
bizimkilerin, güzeller güzeli dakota fanning'nin oynadığı jane'i gebertmesi, jane'nin bella'nın kalkanı sebebiyle gücünün işe yaramadığı gördükten sonra tıpışmaya çalışması, edward ve bella'nın aro'yu öldürdükten sonra bunun alice tarafından aro'ya yapılan bir öngösterim olduğu görmemiz de savaş sahnesindeki diğer güzelliklerdi.
-filmin en şok edici sahnesi ise carisle'nin ölümüydü. epey üzdü ama filmin sonunda milletçe rahatladık tabi.
-jacob nessie esprisiyle epey güldürdü. adam vampirlerle alay etmekten vazgeçmiyor.