Mutfağa gidip küçük parmağımı kestim. Akan kanları kahveme şeker yapıp salona geçerken yerde duran benzin bidonuna bir tekme attım. Dış kapıyı kaparken yanan çakmağı benzinin üzerine atıp evimi yaktım. Sokakta, karların üstünde elimde kahvem ve yanmamış bir sigara ile evime baktım, evimin ateşinden sigaramı yakıp anılarımın yanışını izledim. Küller uçarken, ben markete girip "bir sigara alabilir miyim? Evimi yaktım, sonra ödesem olur mu?" dedim. Caddeden aşağı 15 kilometre yürüdüm. Parmağım aklıma geldi, baktım ki kanımın son damlasına kadar akıtmışım. ihtiyacım yok ona diyip yürümeye devam ettim. Elimdeki kupayı kırdım. Sigaramı söndürdüm. Otobüs bekledim. Gelmedi. Küçük parmağıma baktım. Yoktu. Uyandım. Mutfağa gittim. Bir kahve yaptım. Evimi yakamadım. o amına koduğum evini yakamadım. Dediklerimin hiç birini yapamadım. Sözlerimi tutamadım. Karşımdaki boş koltuğu dolduramadım. Dolacağına kendimi inandıramadım. Bu sefer yalan söyleyemedim.
Artık sadece 4 parmağım vardı ve ben bu konuda hiçbir şey yapamadım.