sığ kafalı düşüncesi...bi memleketi dünya savaşı gibi olaydan düze çıkarırken öyle demokratik olcaz falan diye düşünmezsin. adam kendi savaş gemisini, eşşek kadar kruvazörlerini istanbul boğazına sokmuş - istanbul da başkent bu arada- toplarını da ahanda senin imparatorunun sarayına dikmişken - hadi yiyosa gel çıkar beni, derken, öyle bi lüksün olamaz.
o dünya savaşından sonra yıkılan devletlerin hepsi "kucaktan kucağa" gezdi. al macaristan falan, avusturya falan, avusturya, bi alman uydusu oldu,halen öyle, macaristan önce sovyet kucağına oturdu 60 yıl sonra da ab´ye aldılar "dilenci" rolü oynuyo halen.polonya aynen öyle, yunanistan üzerinde o savaştan sonra abd ve ab devamlı olarak grup seks yaptılar. bugün en büyük dilenci.
hayır, o savaşta oluşan değişimlerin hepsi aynen de devam ediyo. bundan 400 500 yıl sonra bizi, hepimizi, 1. ve 2.dünya savaşı etkilerinde yaşayan nesiller olarak okuyacak okullarda çocuklar.
kıçına rahat batmış ergen karşılaştırması o. sen hayatın boyunca istanbul boğazına demirlemiş yabancı donanma görmedin de ondan böyle atıp tutuyosun, inşallah da görmezsin. ama görürsen "açık tehdit" neymiş anlarsın.
açık tehdit zamanında öyle kardeş kardeş olunmaz. tehdittir, ve açıktır, apaçıktır. saflar kesinleşir öyle zamanda. ya memleketi kurtarmak istersin, ya da mandaya girmek. ateşkes koşullarını ya kabul edersin, ya da etmezsin.
çünkü adam toplarını sana çevirmiştir.
böyle bir karşılaştırma yapılamaz. dünya savaşı şartlarıyla barış durumu şartları bambaşka konulardır. senin halifen "biz önce allah´a sonra da ingiltere´ye güveniyoruz" diyorsa, orada sen, "elhamdülillah ben de müslümanım, halifem canım benim" diyemezsin. istediğin kadar müslüman ol, sen o konumda o halifeyi artık takip edemezsin.
bazıları anlamadıkları konulara burunlarını sokmasınlar.
