düşünmeye gerek yoktur, dünyada tüm ordularda bu durum böyledir. zira profesyonel olmayan ordularda sivilden celp edilen vasıfsız personel, olumsuz koşulların yoğun olduğu birliklerde psikolojik sorunlar yaşarlar.
toplumun tüm tabaklarından oluşmuş rastgele bir gruplandırmada -ki asker celbi aynı sistemle işler- grubun %83'ünün psikolojik olarak yeterli muhakeme, karar verme, uygulama, mücadele ve yüzleşme yeteneklerinden yoksun olduğu görülür. bu istatistik aslında tüm toplum bireyleri için geçerlidir.
bunun üzerine bir de personelin 20 yaş gibi zorluk deneyimleri bakımından erken/yetersiz bir dönemde celp edilmesinin de katkısı büyüktür. dünyanın herhangi bir yerinde herhangi bir ordunun herhangi bir birliğindeki askerlerin büyük çoğunluğu evinden ve ebeveynlerinin desteğinden ilk kez askerlik hizmeti için ayrılmıştır.
ayrıca bu durum sadece rütbesiz erler için değil; rütbeli personel için de geçerlidir. zira subay, astsubay veya uzman erbaş tüm rütbeli personel arasında büyük oranda, zimmetli silahların depoya emanet edildiği, üzerlerinde taşınmadığı gözlenir. rdm (rehberlik değerlendirme) anketleri göstermiştir ki bunun çoğunlukla nedeni, asta veya üste karşı ani öfke durumlarında kullanmaktan çekinmek veya ani intihar kararlarında kullanmaktan çekinmek dolayısıyla rütbeli personelin %60 gibi bir oranı silahlarını üzerlerinde taşımamaktadırlar.
son olarak ismet inönü'nün hatıralarından bir cümleyi aktarmak isterim: "istiklal muharebesinde ..... sabah biz askere alıyorduk, asker akşama birliğinden kaçıyordu."
izmir ve manisa bölgesinden gelişen yunan işgali ilerledikçe, yunan ordusunun yaklaştığı il ilçe ve kasabalarda uzun karşılama komiteleri oluşturulmuş, yunan subayının istirahati ve memnuniyeti için içkili yemekler tertip edilmiş ve hatta terzihanelerde, organizasyonlarda kullanılmak üzere işgal kuvvetlerinin ulusal bayrak ve flamaları süratle dikilmiştir.
birçok il ve ilçenin direnişsiz işgal edildiği unutulmamalıdır.
sonuç olarak, savaşmak, ölmek ve öldürmek, her bireyin psikolojisini zorlayabileceği olgular değildir. hatta barış zamanlarında dahi personel, her an savaşa hazır tayakkuz halinde olmak gereğinin bir sonucu olan askeri hiyerarşi ve disiplini kaldıramayabilir.
tek çözüm, çok masraflı olsa da profesyonel ordular kurmaktır. yani askerlik tam anlamıyla meslek haline getirilmelidir.