dünyanın en aptalca işi ama, gebersem de asla yapamadığım mikroyüzsüzlük çeşididir.
zira otobüsün siz binemeden gitmesinin bir sebebi vardır. eğer son duraktan binecekseniz ve otobüsün arkasından koşmak zorunda kalıyorsunuz, geç kalmışsınız demektir, hata sizdedir.
eğer herhangi bir yol/cadde kenarında binecekseniz ve otobüsün arkasından bakmak zorunda/veya koşmak zorunda kalıyorsanız hata yine sizdedir zira "doğru zamanda doğru yerde olsaydınız" otobüse ilk binen siz olurdunuz.
ez cümle, otobüsün arkasından koşmanın arkasında bir başarısızlık, size dayalı bir becereksizlik yatmaktadır. dolayısıyla otobüsün peşinden koşmak mallığın kabulü ve de bunun cümle aleme sergilenmesi gibi bir durumdur. genellikle artis bi tipiniz varsa, şoför daha bi acımasız davranır, alacağı varsa da almaz.
otobüsün peşinden koşup binmek bir başarıdır. en azından şoför sizi adam yerine koymuş, koca otobüsü bekletmiştir. koşarken her ne kadar bi parça rezil olmuş olsanız da bindikten sonra hiç bir şey olmamış gibi davranır, olayı unutmaya çalışırsınız.
yok eğer şoför sizi sallamadıysa, o şık kıyafetlerle otobüsün peşinden 30 metre koşmuş, sonra burundan soluyaraktan geri dönüyor olursunuz, bir yandan da hamınısiktiimin şoförü diye küfür etmektesinizdir. işe gidiş ve geliş saatleri en yoğun saatler olduğundan duraklar insan kaynamaktadır.
insanlar size bıyık altından gülmektedir, size "mala bak, katır gibi koştu, bir de binemedi puhahhaha" dememek için zor tutuyorlardır kendilerini. *