"Today the Soviet Union is our friend, neighbour and ally. We are in need of this friendship. But nobody is responsible for tomorrow's events. It may not only collapse as the Ottoman Empire, Austria and Hungary, but also may become very small. The nations that the Soviet Union holds in its hands may today run away their neighbours.
World may easily transfer to a new balance. At that time Turkey has to know what to do. Under the leadership of our friend we have brothers speaking the same language, sharing the same religion and essence. We must be ready to master them. We must not wait for that day without movement, we have to be ready.
I want to put here an important question ? How do the nations get ready for these events? Do they keep the moral bridges firm? We are a bridge. Trust is a bridge. We have to return to our roots and come together within our history separating the events. We may not wait for their approach.
bu sözler 29 ekim 1933 tarihinde türkçe olarak söylenmiştir.
ve o zaman için bunlar, bir ütopya idi.
ama 1991 senesi, bütün dünyada "türk eli ( doğuda çin, batıda tuna )" denilen bölgeyi esas alan turancılığın dünyaya büyük bir sillesi olmuştur. 10 yıldır da resmi olarak türk devletleri kurultayları yapılmaktadır.
emperyalizme karşı savaşan bir milletin liderliğini yapmış bir insan, "ölmeden önce misak-ı milli'yi gerçekleştirmek" için kendinde kuvvet aramışsa buna emperyalizm denemez. emperyalizm, geçmişte ingiltere'nin yaptığı gibi, sahip olunmayan bir yeri zaptetmek demektir.
oysa turancılığın temelinde, türk milletlerinin halihazırda bulunduğu yerlerde bağımsızlığı vardır. bunu da sosyo-kültürel ve ekonomik ilişkilerin devamlılığı izlemektedir.
ama dünya sınırlarını değiştirmek, "küreselleşen" - yani geoidlikten kurtulup gitgide "yuvarlaklaşan" - dünyada elbette ütopyadır. bunun ütopya olarak kalması için çeçenistan baskı görmeye devam etmeli, tuva uzak ve soğuk bir coğrafi bölge olarak kalmalı, gagavuzlar "gevur" diye kenara atılmalı, doğu türkistan çin'in büyük bir işkencehanesi olmalıdır. (!)
şu an için, abartılı görünse de asla bir ütopya olmayan turan, tarihte de iki kez gerçekleşmiştir. biri, hun devleti'dir. orta asya'daki tüm türk boyları aynı bayrak altında toplanmıştır. ikincisi ise osmanlı devleti'dir. ilk hedefi, anadolu türk birliği olan osmanlı, cihangir yani dünya gücü olunca orta asya ve hindistan ile de ilişkilerini geliştirmiştir.
turancılık, ırkçılık değildir. çünkü tarih boyunca dünyaya yayılan türk medeniyeti, çeşitli kültürlerle ve milletlerle kaynaşmıştır. fakat tdk ve ttk ile temelleri sağlamlaştırılan dil ve tarih birliği, çeşitli mazlum milletlere örnek olan, türk milletlerine ışık olan türkiye'nin, kardeşleri ile ülkü birliği içinde olması ile pekiştirilmelidir.
çünkü;
"vatan, ne türkiye'dir türklere, ne türkistan;
vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir, turan !"
