saçlarımı kesip, bir kova kaynar suyu baş aşağı döküp, üstümdeki kıyafetleri parçalayıp, gözüm karartabilecek dozda fare zehiri içip, jiletle vücudumda küçük yaralar açıp, yılanla dolu bir kafesin içine elimi sokup, ağaç kurtlarını yedikten sonra uçurumun kenarına gelip tüm zehrin vücuduma dağılmasını beklerdim.