ben bu yazıyı sana yazdım

entry31071 galeri
    110.
  1. "buz gibi havada camlara çarpan yağmur misali" gibisinden tanımlamalarla başlamayacak bu yazı. camus vari derin sözlerle kafa bulandırmayacak. herşey açık ve net olucak.

    inasanoğlunun yarattığı ve birbirine karşı güttüğü en karşıkonulamaz duygudur aşk. bunu ne kadar genç yaşınızda anlarsanız katlanılması o kadar kolay olur. zira taze olan kalbin yenilenmesi, farklı duygulara yelken açması kolay olur.

    hayatımın akışını değiştirdiğim gün bir insanın en mutlu anlarından biri olan bir doğum günü partisi idi. klişeleşmiş amerikan gençlik filmlerindeki "partide kız ayarlama tanışma koklaşma yiyişme" muhabbetinden uzakta, her bakışla eriyip biten, bir daha kendine gelemeyen ve hayatında ilk defa birine bakmaya bu kadar korkan bir insana dönüşmek. gözlerin derinlerindeki anlamından korkmak. midede uçuşan kelebeklerle oynaşmak. yere değmeyen ayaklarla koşmak.

    aşk...

    benim için 2. dereceden bir polinom denkleminden farksız olan aşk. ya da newton un etki tepkisi gibi kolay olduğunu sandığım aşk. her problemin içinde çözümünü barındırdığı, ya da her etkinin bir tepkiyi yarattığını düşündüğüm şey. insan olanı insan dışı bir şekilde bağlatan, yemeden içmeden kesen şey.

    mailler, telefon görüşmeleri, araya giren yüzlerce kilometre mesafeler, beklemeler dayanmalar sabretmeler. kavuşamadan geçen bir 3 yıl. en kolayı da bu olsa gerek. cümlenin anlamı. 3 yıl. 1000 gün. yazması kolay.

    ben bu yazının sonunu getiremeyeceğim...

    12/06/2007
    Micro
    *
    12 ...