hakemliği değil karakteri sorunludur. dürüstlüğü de şüphelidir. bugün veya geçen hafta için değil bugüne kadardan bahsediyorum. bank asya 1. lig'de altına imza attığı kepazeliklerden tutun, gözönünde olmayan süper lig maçlarında özellikle sivas'a hediye ettiği maçlardan.
gerçi dua edin özcan oal'ı, sadık deda'yı, hasan ceylan'ı falan çoğunuz görmedi. serdar çakman'ı, ali aydın'ı falan zaten unuttunuz. kainatın en eyyamcı hakemlerinden biri olan ahmet çakar'ı da sadece yorumcu olarak biliyorsunuz.
ama
bu adamların hepsi türk futbolunda, hakemlik organizasyonlarında söz sahibi. kimi ekrandan kimi federasyonda bu işleri, tezgahları döndürüyor. geçen sene iki şampiyonu hakemler belirledi kimsenin gıkı çıkmadı. spor toto ikinci ve üçüncü liglerde neler dönüyor saymaya ömür yetmez. geçen sene bir diyarbakır belediye - sandıklı belediye maçı oldu başka memlekette olsa spor bakanı dahil herkes istifa ederdi bizde basın yazmadı bile.
federasyon kurullarında kirli ilişkilere dayanarak ve/veya babasının oğlu olduğu için hakem yapılıp, ekranlarda eski kaşar hakemlerce cilanan adamların 3 maçını seyretmeden "çok iyi hakem, çok başarılı hakem" diye güzelleme döktürenler hakem müsveddesi eleman ertesi hafta şortunu sıyırıp sahanın ortasına sıçınca şok yaşıyorlar. cüneyt çakır denen hakemimsi hakkında dış basında neler yazıyor bizde "kazlar" nasıl çeviriliyor az merak edin. adalet herkese lazım sahada da gerçek hayatta da.
türk halkı adaleti kendine kıyak geçilmesi olarak gördükçe sahada da, siyasette de, sanatta da, bilimde de bir gram ileri gidemeyeceğiz. bu kadar basit. algımız kirli olduğu için hayatımız da kirli.
kendini yere atanı profesyonel diye alkışlıyorsan dürüstlük hakkında artık söyleyecek fazla bir sözün kalmaz, kalsa da inandırıcı olmaz.
alın size iki isim...
ahmet güvener kimdir?
lütfi arıboğan son 18 aydır kaç iş değiştirmiştir, nerelerde çalışmıştır neden ayrılmak zorunda kalmıştır, en son çalıştığı kurum neresidir?