yine moralim bozuk şekilde ders çıkışı bir cafeye gittim. oturdum sadece, herhangi bişey yiyip içmek değildi amacım. sadece yalnızlığımı biraz olsun dindirebilir düşüncesiyle insan içine karışmak istedim. boş gözlerle önümdeki şekerliğin her desenini ezberledim. etrafımdaki insanlara baktım sonra. kimisi sevgilisiyle gelmiş " ahh hayatım ömürlüksün resmeeen ehehe " diye salak cümleler kurarken, kimileri ise arkadaşlarıyla " uhahahuha işte sonra oraya gittik amına koyayım tamam mı " gibisinden samimi cümleler kuruyordu. o anda yalnızdım. eh biraz da oradaki insanların "normal" hayatlarına özenmedim de değil. sonra gözlerim kapı tarafındaki "o kız"ı farketti. o da tek başına oturmuştu. önünde kahve fincanı vardı. fincana iki eliyle sarılmıştı. elleri üşüyordu belli ki. o an ellerini ısıtacak o kişi yoktu belki. gözleri çok güzeldi. bir kaç ay sonra gelecek fakat ona uğramayacak baharı bekliyordu sanırım..
garson geldi yanıma. " ne içersiniz " diye sordu. sıcak bişeyler söyledim. o sıra "o kız" beni gördü. gözlerini bana çevirdi. bana mı bakıyordu? evet bana bakıyordu. 3-4 saniye baktı sonra tekrar çevirdi hüzün kokan gözlerini. evet itiraf etmeliyim etkilenmiştim. konuşsam mı? hayır densizlik olur. belki konuşmalıyım. peki ne diyebilirim? boşver konuşamam. ama yalnızlık... neyse tüm cesaretini topla ve git.
yanına gittim.
-yalnız mısınız?
+oldukça
-oturabilir miyim?
+sebep?
-bi sebebi yok. neyse rahatsız ettim zaten kusura bakmayın.
+oturabilirsin
-rahatsızlık vermeyim?
+rica ediyorum.
-adın ne?
+filiz
-nasılsın filiz
+iyi sayılırım
-pek iyi değilsin yani.
+evet
-birini mi bekliyodun?
+evet
-kimi?
+aşkı..
-buluşacağınızı o biliyor mu peki ;)
+belki ;)
-ama sanırım biraz gecikti
+hayır tam vaktinde geldi. hatta şu anda karşımda oturuyor.
-anlamadım?
+senden bahsediyorum şapşal ;)
bir anda şok olmuştum. yani böyle bir tepki vereceğini düşünmüyordum. hayatımın son bir kaç yılında gerçekleşen en güzel olaydı belki de . sanki güneş yeniden doğmuş gibiydi. üzerimdeki ölü toprağını atmıştım. omuzlarım biraz daha dikleşmişti hissediyordum. bu kendime güvenin işaretiydi. kendime yeniden güvenin.. sonra bir ses...
"beyfendi? beyfendi?"
-hı? noldu?
"bişey içer misiniz diye sordum da yanıt alamadım?"
karşı tarafa baktım. "o kız" oradaydı. bana baktı. 3-4 saniye gözlerini benden ayırmadı. sonra başını çevirdi. telefonuna gelen mesajı okuyup gülümsedi. çok geçmeden yanına biri geldi. oturdular. sohbet, muhabbet, kahkahalar...