fazıl say

entry1488 galeri
    1041.
  1. bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan insanların taarruzuna uğramış sanatçı.
    hakkında atıp tutanların, onun hakkındaki yorumları arabesk ve hayyam dizelerinden ibaret; ha bir de arada iyi piyanist demişler.
    tabii bir de hemen elitist yakıştırması gelmiş, hem fazıl say hem de onun sanatını sevenler, ona değer verenler için.

    öncelikle fazıl say'ın babası ahmet say elitist değil aksine yoksulluğu da hapsi de görmüş, sol görüşlü bir aydındır. önce bir babasını araştırın, yetmezse ağaçlar çiçekteydi kitabını okuyun sonra gelin fazıl say'a. neymiş fazıl say halkı hor görüyormuş. herhalde halkı, anadolu insanını hor gördüğü için, içinde hem türkiye hem de insanlık aşkı olan nazım hikmet şiirlerinden nazım hikmet oratoryosu'nu besteledi. sivas'ta bazılarının ağzından salyalar akıtarak sözde, din adına yaktıkları insanlardan şair metin altıok için bestelediği metin altıok ağıtı erkan mumcu tarafından sansürlenince neredeydi bu güruh. metin altıok ve yine sivas'ta yakılan behçet aysan fazıl say'ın babasının yakın arkadaşları olduğundan çocukluk dönemi anılarında olan bu insanların sözde, din uğruna yakılmasına karşı öyle bir ağıt besteledi ki; bunun seslendirilişinde bu hoşgörü ülkesinin bakanı tarafından sansüre uğradı.
    sonra ne oldu bu ülkede? sivas katilleri zaman aşımına uğradı, ha bir de çok şükür bu işde halloldu denildi. fazıl say'ın hayyam'dan paylaştığı rubai'ye fırtınaları koparanlar neden öldürülen insanlar hakkında ya da bu insanlık suçunun örtbas edilmesinde en azından islamiyet adına; islamiyetin bazı batılıların anlamak istediği gibi benden değilsen ölmelisin anlayışına dönüştürülmesine karşı çıkmadılar. bir de islamiyet de zorlama yoktur ilkesini de bilmiyorlar ki ben ateistim diyen birine kendi inançlarını zorla kabul ettirmeye çalışıyorlar. yoksa böyle davranmak, kutsallar üstünden insanları afyonlamak için mi gerekli.

    neymiş fazıl say arabesk müziği eleştirdiği için elitistmiş. fazıl say'ın eleştirdiği şey tüm müzik kültürünün arabeske indirgenmesi. ve 1980 darbesinden sonra arabesk müziğin sosyolojik eşitsizliğe karşı, bireyin isyanını içe, kendine döndürmesiyle bu düzenin çok işine yaraması. fazıl say'ın eleştirdiği nokta türküyü, aşık veysel'i ve nicelerini değil sadece arabesk müziği her yerde dinlenir hale getirmek. bu fırsat eşitsizliğidir. bu bizim anadolu kültürüne yapılan büyük bir darbedir, ihanettir. fazıl say'ın karşı çıktığı budur. şimdiye kadar bundan nemalanan şarkıcıların hoşuna gitmemesi doğaldır. türküyü değil sadece arabesk müziği dinleyerek büyümüş bir insan kendi özünden koparılmıştır. ha hem türkü hem türk sanat müziği hem arabesk hem klasik müzik erişilebilir müzikler olur halk nezninde; sonra insan içinden istediğini seçer ya da hepsini farklı zamanlarda dinler. bunda hiçbir sorun yoktur. olay sadece tek bir müziğin haksız rekabet ile öne geçirilip; türkiye'yi ortadoğulaştırma sürecinin bir parçası yapmaktır. arabesk şarkıcıları hem kasetlerle, hem yeşilçam filmleriyle baş tacı edilirken, nice anadolu aşığı açlık ve sefalet içinde yaşamış ve ölmüştür.dahası yakın çevresinde bağlama çalan söyleyen birileri olmayanlar için de türk halk müziği üç beş türküden öte bilinememektedir. dikkatinizi çekerim, anadolu kültüründe taşlama vardır, anadolu aşıkları sevdiceğinden başka kimseye eyvallah demez. ne erzurumlu emrah, ne dadaloğlu, ne karacaoğlan düzen yararına çalmaz sazlarını. onlar halkın dertlerini, özlemlerini söylerler türkülerinde. aşk acısı da vardır, zulme karşı koyma da.
    bu topraklar nice aşık yetiştirmiştir. onlardan biri de aşık veysel şatıroğlu'dur. ve aşık veysel'in emsalsiz kara toprak eserini dünyayla buluşturan, bazılarımızın elitist bulduğu fazıl say'dır.hem de piyanonun kapağını kaldırıp tellerini de çalarak verdiği bağlama havası ile aşık veysel'in eseri üzerine tüm dünyada çok beğenilen kara toprak; black earth bestesini yapmıştır. sadece bu eseri dinlemek bile fazıl say'ın ülkesine, kültürüne, toprağına olan sevgisini anlamak; tüyleriniz diken diken olarak hissetmek için yeterlidir.

    fazıl say sadece iyi bir piyanist değildir. fazıl say yetiştiği toprakların seslerini ruhundan notalara akıtan, dünya çapında eserleriyle de ünlenen; bizim sesimizi yerelden evrensele taşıyan bir türk sanatçısıdır. istanbul senfonisi'ni dinleyince; bölüm isimlerinden, altındaki anlamdan, kullanılan sazlardan hem kendi öz sesinizi duyarsınız hem de ülkesi için düşünen, acı çeken ve güzel şeyler hayal etmek isteyen bir sanatçının yüreğini hissedersiniz.

    hayyam klarnet konçertosu; hezarfen ney konçertosu; mezopotamya senfonisi, evren senfonisi ve niceleri; sırf isimleri ile bile fazıl say'ın ne olduğunu ve ne olmadığını çok iyi anlatmaktadır.

    ama her zaman istediğinize inanmak ya da size gösteriline ardındaki gerçeğe bakmadan inanmaya razı olmak sizin seçiminizdir...

    sevgiyle; kara toprak; http://youtu.be/x2WJKL2nC0U
    0 ...