oyunculuk aramayacağınız nadir filmlerden biridir. çünkü film sadece ve sadece diyalog üzerine oturtulmuş, tez çarpıştırma üzerine kurulu acayip bir şeydir.
çok sık film izleyen biri olarak en sevdiğim 5 film arasına soktuğum, zaman zaman uyuyamadığım geceler açıp kulaklıkları takip dinleyerek uyuduğum bir film bu. sadece diyalog üzerine olduğu için gözü yormayan, işitme duyusuna hitaben dikkatli takip etmenin insanı yormadığı garip bir film.
konu itibariyle ispatlanamayacak tez ve antitezlerin üzerine giden, sonuna doğru inançlar doğrultusunda insanların ne kadar hassas olabildiğini gösteren, finalinde kırılan bir direncin karşı tarafın ''hayır öyle değildi, kurguladım'' demesi ile kendi kendini tamir etmeye çalışmasıyla; gerçekten diğer filmlerden ayrı bir film. oyunculuklar üzerine pek konuşulacak bir şey yok. vasat diyebiliriz fakat konu insanı zihnen o kadar içine çekiyor ki dikkat bile etmiyorsunuz. adeta bir radyo tiyatrosu dinler gibi filmi dinliyorsunuz.
film sadece tek mekanda - bir evin salonu diyelim- geçmekte.
filmin müzikleri de yok gibi. (sonda çalan mozart hariç) tabi bazı yerlerde konunun zamanına uygun olarak giren arka fonlar insanı etkilemiyor değil.
bu tarz filmleri sevenlere önereceğim başka film derseniz;