1937 sonbaharında diyarbakır ziyaretinde, akşam saatlerinde halkevi binasına teşrif ettiler, halk binaya doldu.
atatürk, umumi müfettişlik için tahsis edilen orta yerdeki büyük locaya geldiler, ben de onun yanındaki locada arkadaşlarla birlikte idim. alkış yaşa seslerinden atatürk şu şekilde halka hitabetti: muhterem diyarbakırlı hemşerilerim. ben birden afalladım! diyarbekiri diyarbakır diye telaffuz ettiler. 25 sene sonra diyarbakırlı hemşerilerime bu modern binanın çatısı altında hitabetmekten bahtiyarım dediler. üç defa diyarbekiri diyarbakır olarak söylemesi tesadüf değildi herhalde. başımı çevirdim, yanımda belediye reisini gördüm reis dedim, paşa şehrin ismini değiştirdi. şehrin ismi diyarbakır oldu, arkadaşların hepsi burada, bir karar al imzalayalım, ne olur ne olmaz. paşa bizlerle konuşurken bu mevzuu açacaktır, hazırlıklı olalım dedim.
reis yanımdan ayrıldı.
paşa halka hitabdan sonra salona geçtiler, bizler de gittik karşılarına oturduk. merhaba diyarbakırlı arkadaşlarım dedi. belediye reisi kim? dedi. reis kalktı bendeniz paşam dedi. atatürk diyarbakırı çok iyi buldum dedi.
reis, diyarbekirimiz sayenizde çok iyi olacak paşam dedi.
atatürk, sen diyarbekir diyorsun, ben diyarbakır diyorum, hangisi doğru? dedi. reis ve ben bir ağızdan diyarbakır dedik. bugünden itibaren tensip buyurduğunuz isimle şehrin adı diyarbakır olmuştur paşam dedik. atatürk, tamam, şimdi ben sizlere bu ismi neden koyduğumu anlatayım... burası hiçbir zaman bekirin diyarı olamaz, burası bakırın diyarı olur; çünkü cenabı allah diyara bakır madeni vermiş, yakınına da keşker taşını vermiş, bakır için lazım olan suyu da vermiş. onun için burası diyarbakırdır dediler ve 1937 ekim ayından sonra diyarbekir şehrinin adı diyarbakır olarak değiştirilmiş oldu.
--spoiler--