jehan barbur

entry508 galeri
    247.
  1. Bir ara sokakta öldüm dün.
    Öylece yani..
    Birdenbire...
    Boşluğa düşer gibi, sarı bir sessizliğin içinde
    Granit duvarlı binanın anlamsızlığına
    Şehrin boşu boşunalığına içerlerken
    Bırakmışım son nefesimi kaldırıma
    Bitmiş...
    Öylesine yani..
    Birdenbire..

    Yan binadaki otel odasından izliyordu oğlan.
    Yüz ifadesini göremesem de..
    Anlamış mıydı acaba öylece oturmadığımı..

    O sokakta bitti her şey.
    Öğleden sonralarını bir bardak sütle geçiştiren
    Apartman sakinlerini düşlerken..
    Sıkıntıdan..
    Ölmüşüm dün..

    Arka odada ütü yapıp
    Buharını burnuna çeken kadını..
    Mutfağında her öğün için soğan doğrayıp
    Gözyaşını kabuklara saklayan madame mari’yi..
    Kocasıyla artık sevişemediği için
    Kapı komşusu gar sabunu satan adamı düşleyen servi’yi..
    Düşündükçe
    Ölüvermişim dün..

    Böylece bitmiş yani.
    Birdenbire..

    Sıkılmışım derinden zahir
    Tutunca da nefesimi..
    Portakal kabuklarıyla çay demini döktükleri çöpe
    iki kedi de bulanınca..
    Kaldıramamış nefsim demlenmiş portakal kedilerini
    Balkabağı mevsimi bile değilken
    Dönüşüvermiş her şey baldan kabağa..
    Ve saat henüz 12’yi vuramamışken
    Kalkmış otobüsler durmamaya..
    Mecal mi bulamamışım, yere döktükleri bala mı basmışım....
    Hatırlamam ama
    Öylece kalakalmışım kalkamamışım...

    Şehrin insanı haberdar değil mi bu öldüresiye sıkıntıdan..
    Vagonlar boş, birkaçı kiremit taşıyor topraktan
    Kayıklar da serseri misinalar..
    Otobüsler kimseyi almadan durup durup geçiyorlar duraktan
    Arabalar yürüme mesafelerini öldürüyor her gün, her öğle..
    Her gece..
    Bisikletleri balkonlarında unutanlar..
    Her an yağmur yağsın diye dua ediyor...
    Üç öğün yemek yiyip, dört öğün uyuyorlar.
    Buna rağmen erken uyanıp, geç yatıyorlar...
    Aynı kuru kahveciden gün aşırı iş olsun diye
    Yüzer gram kahve alıp evde iş olsun diye öğütüyorlar
    Ve bir gün bile sormuyorlar öğütülmüşünü...
    Kimse sormuyor iş olsun diye yapılan iş, iş midir diye..

    Bunlar olurken ölmüşüm o ara sokakta
    Balkondaki beyaz brandalar rüzgarla sökülürken
    Sökülüvermişim..
    Şişip patlayan bir eteğin dikişi gibi
    Sıkıntı işte...

    Ya da ölmek yerine
    iki adım yol yürüyeydim de
    Konuşuverse miydim şu gelin çiçeğiyle
    Gitmek yerine...
    0 ...