Heidi olmak isterdim... Sabahları odama misafir olan, asla sahip olmadığımı düşündüğüm annem tadında beni sarıp sarmalayan yumuşacık, hafif ılık, şevkatli ve gözalıcı güneş saatinde, kekik ve adını bilmedigim yüzlerce yabani arkadadaşın eşliğinde serin bir dağ havasına uyanıyorum... Odamdam çıkıyorum. Beni dedemin yaptığı, dumanı üstünde buğday ve sevgi kokan mis gibi köy ekmeği karşılıyor... Dışarı çıkıyorum. Her yer alabildiğine yeşil. Keşfedilmemiş güzellikte... Her yer olabildiğine benim... Özgürüm dağlarımda, akan tertemiz derelerimde... Koşuyorum, koşuyorum, uçuyorum... Sonra eve dönüyorum. Minik dünyamın en harika iki insanı kapıda beni karşılıyor. Dedem ve peter...