selefilerin anlamadığı bir konu vardır. o da şu: bir ayet üzerinde bir çok âlim bir çok görüş ileri sürmüşse, bunlar arasından sadece bir tanesi doğru, diğerleri yanlış olacak diye bir kaide yoktur. bunların hepsinde bir çeşit doğruluk olabilir; ve bunar o ayetin hikmetleridir.
ancak selefiler, oryantalistler gibi kuran'ı rasyonalize etmeye çalıştıklarından, ayetlerin sırrını tek bir prensibe bağlayıp, düz ve monoton bir anlama sığdırmaya çalışırlar. kuran bir pozitif ilimler kitabı değildir ki, tek bir prensibe bağlanıp tek bir anlayışa sığdırılsın. onun sırları denizler mürekkep olsa yazılmaz. ancak selefiler, bundan habersizdirler. bu yüzden de tasavvufa da yabancı kalmışlardır.
metalmilitan'ın kendini tekrar etmesi bundandır. o hep, ayetteki "nesih" kelimesini geçmişe dönük olarak kullanmak istiyor. halbuki, hem geçmişe dönüktür, hem de kuran'ın kendi üzerinde de misallendirilmiştir. bununla ilgili bir çok apaçık vakıa vardır. o kadar ki, kuran ayetleri bu bakımdan üçe ayrılır: nâsih (nesheden) ayetler, mensuh (neshedilen) ayetler ve muhkem (neshedilmemiş) ayetler...
çok üzerinde durmayacağım bu konunun. bir örnek daha yeter sanıyorum. bu sefer bir hadisle bir ayetin nasıl neshedildiğine örnek vereceğim: bilindiği gibi, nisa suresi'nin 11. ve 12. ayetlerinde, anne ve babanın ölmeden önce vasiyet etmesi ve mirasının bu vasiyet üzere taksim edilmesi farz kılınmıştır; veya bu iki ayetten çıkan hüküm bu farzı gerektirmiştir. oysa daha sonra bir hadiste "varise vasiyet yoktur" denilerek, anne ve babanın, vasiyet etmese de mirasının varislerine kalacağı söylenmiştir. böylece ayetin hükmü, hadisle neshedilmiştir.
bunlar çoktur ve islam tarihinde yakından bilinen konulardır. bunlara nazaran, "tamam burada nesihten söz ediliyor ama, ayet derken başka bir şey kastediliyor" demek, demogoji yoluna sapmaktır. ayet derken, hem ilk anlamda anladığımız kuran ayeti kastediliyor, hem de "içiçe manalar halinde" ayet kelimesinin bütün açılımları... ama bundan ayet derken ayet denilmiyor anlamı çıkarılmaz. burada da selefi mantığını çıkmazını görüyoruz.
metalmilitan burada sadece fiksiyonuna uygun görüşleri alıyor, uymayanları dışarıda bırakıyor. "müteşabih ayetler mensuhtur" gibi bir görüşü de araya karıştırıyor ki, "hadi canım sen de" diyebilsin... yahu müteşabih ayetler zaten hüküm ihtiva etmeyen ayetlerdir. onların neshedilmesi sözkonusu bile olamaz. hüküm ihtiva eden ayetler muhkem ayetlerdir. bunlar da -yukarıda değindiğim gibi- kendi aralarında nasih, mensuh ve muhkem diye üçe ayrılır.