do re mi fa sol,
la'da kesiliyor tınılar,
artık tek bir nota var.
kalbinin vuruşları
tık..tık..tık..tık...
keşke sonsuz olsak
sona yaklaştı bakışların
sayıyorum.
bir neyin la perdesinden
çıkan sesin ulviliğini
gözlerinde duyuyorum.
karşındayım işte, yiten aklımı saymazsan
içimde sarhoş çığlıklar
koşuşan çocuklar gibi.
tuhaf oluyorum,
bir geminin okyanusu ikiye ayırması gibi
bölünüyorum.
--
öyle oluyorum
gülücükler öyle doğuyor içime
sanki bitecek savaşları tüm ülkelerin
ellerin ellerime değerse açlık yoksulluk yitecek gibi
kalkacak sınırları dünyaların
insanlar tek bayrak altında sevişecek
oysa bazı çocukları görsen ağlarsın.
öyle oluyorum işte
öyle doğuyor düşünceler içimde
cennetim yok eğer sevmek yok ise
acılar Allahsız kitapsız zaten.
kıtalar arası bir tren kalkardı yalnızlığın içinden
nerede görecek olsam seni, hemen dururdu
çaktığın o küçük kıvılcım içimde büyürken
işte tam şurada, kalbimde, adının ardından mutlu çığlıklar koşuyordu
düz çizgi çekemeyen titrek ellerim
ellerine varmakta pek mi acemi?
oysa şaşarım; nasıl da yakaladılar kalbini
nasıl incitmeye korkmadan okşadılar seni
mavnalara yüklesem sevmelerimi
büyük büyük ve mavi mavnalara
özgürlüğü ikiye bölüp ikimize pay eder mi?
görebilir misin sevgimi, yansıtsam koca koca aynalara?
caddelerde büyüyen yüreklerimiz yollara sığmaz olursa ;
ormanlara, dağlara, kırlara ya da
bir kenar mahalleye gider miyiz kutlu şehrin en ücrasına
sevdamızı katık edip bir iki lokmacık ekmeğe
onunla yetinsek ya, yetmez mi?
ben benim, sen sensin
ben sen'im, sen ben'sin
ben senin, sen benim artık
biziz, bizim bu eller.
ben
senden bahsetmek istiyorum
seni anlatmak herkese
ince dokunuşlu ellerini sınırlara gelemeyen
masumiyetini; tüm çocukları öpen nemli gözlerinden
sahi bir çocuk neden ağlar
bir adam, bir kadın; insanlar neden ağlar
kelimeler üzgün. şairler ölüyor, ölsünler
sen ağlama sakın
koca koca sevgiler aç kalır.