kimi çocuk daha derin uykuya dalmak için dayak yemek ister, kimisi dayak yemekten keyf aldığından, kimiside sebepsiz sadece içgüdüsel olarak dayak yemek ister.
biz üç kardeştik üç kardeş olunca, kardeşler arasında iş bölümü olurdu. bunlar yapmamız gereken görevlerdi. her sabah istisnasız bunu yapardık. en kuvvetli olan bidon ile su almaya, birisi sütçüye süt almaya, bir diğeride elinde bez torba ile belediye ekmeği kuyruğuna girerdi.
bazı günler olurdu, annemin "yavrum kalk ekmek kuyruğuna" sesine aldırış etmeden "yok gitmeyecem" derdim.
---"evladım git"
++ "yaw anne ben gitmek istemiyorum. abim gitsin."
ulan gideceksin, hemde eşşek gibi gideceksin neden gitmiyorsun değil mi? yok azizim. inat ediyorduk. gitmemek için. dayak yemek için.
iki üç itirazdan sonra yaklaşık bir araba dayak yedikten sonra görev mahalline giderdim.
yolda giderkende bi rahatlama hissi çökerdi üstüme. "ohhh be kardeşim. açıldım. ne iyi geldi."
netice itibari ile dayak isteyen çocuğu geri çevirmeyeceksin.
"çocuk dövülmez" diyen psikologların saçmalığını bu tezimle çürütüyorum.