son bir kaç aydır kendisini tarafsız bir gözle izleyememekteydim. özellikle beşiktaş maçındaki meşhur hakem hatası ile kazanılan penaltı sonrası ben de kendisine biraz taraflı yaklaşmış ve hatta vicdanı ayarımı kaybetmiştim...
bugün daha tarafsız bir gözle baktığımda konuya, arkadaşlarına verdiği gollük paslar geliyor gözümün önüne, hırsı çabası geliyor, yere düşen rakiplerini elinden tutup kaldırması geliyor, engelli taraftara sarılması, minik cimbomluya forma vermesi geliyor... geliyor da geliyor... haa beceriksizliği, yer yer kazmalığı da geliyor gözümün önüne ama konu o değil!
biz nasıl bir futbol! ülkesindeyiz biliyor musunuz dostlar? gelin biraz hatırlayalım... liglerini kimsenin sklemediği, büyük dediğimiz derbilerinin dışarda izlenmediği, ulusal milli takımı yerlerde sürünen, klüp futbolu yerlerde sürünen, gelen yabancı futbolcuların katar'dan önce son durak olarak gördüğü, büyük klüpleri borç batağında yüzen, herhangi bir futbol ekolü yada disiplini olmayan, ahlaksızca yönetilen, sırf büyük klüplerden birisi küme düşmesin diye futbol liginin statükosunu bile değiştirebilecek pis namussuz canavarlar tarafından domine edilen, şike yapılan, yapılan şike hukuken de tescillenmesine rağmen hiçbir ceza alınmayan, yapanın yaptığının yanına kaldığı, şike yapanların klüp başkanlıklarına devam ettiği hatta federasyon başkanlıklarına yükseltildiği körler sağırlar birbirini ağırlar futbol ve spor ruhu anlamında aşşağılık bir ülkeyiz...
neymiş burak beşiktaş maçında ceza sahası dışında yere düşmüş de hakeme pozisyon penaltı değildi dememiş...
gören de hepimiz pürüpak namusluyuz, ahlak timsaliyiz sanır... kendi içinde boğulduğumuz pisliğe bakmadan burak'ı linç ediyoruz... topumuzun amına koyayım!
son söz burak'a sen bakma bize aslan parçası... helal olsun kardeşime böyle devam et...