uyanıyorum ve saatlerce boşlukta uyumuşum gibi hissediyorum.
bu bir iç boşaltma yazısı, tam 8 aydır mühür olan ağzımdan asla duymadığım, muhtemelen burada da asla okuyamayacağın, gün olur da bi kere görürsen kimin olduğunu, kime yazıldığını asla anlayamayacağın bir yazı.
dünya senin bana bahsettiğin kadar kötü değilmiş, hatta o kadar iyiymiş ki alkole dayanıksız bir bünye sızana kadar içmeden uyuyamazken artık "iyi ki bugün böyleyim" diye şükrederek uyuyabiliyormuş.
sen, hep beni suçladın, her şeyde, yolda yürürken bana bakanlarlarda bile, yaşadığım bütün kötü şeylerde bile.. ama gelip sana sığınmıştım, güvenmiş, inanmış ve anlatmıştım.. sen ne yaptın? en sevdiklerime zarar vermekle tehdit ettin beni.
yazık.
oturup düşünmüyorum nicedir, ama bu sabah aklıma düştün yine.
bitsin dedim, yazayım ve bitsin.
bu ilişki yürüsün diye elimden geleni yapmalarıma, dokunmaya kıyamadığını söylediğin vücudumu mosmor edene kadar hırpalamana, çığlık çığlığa ağlayışlarıma, susup kalmalarına, bağırıp durmalarına, bağırıp durmalarımıza, kendimizden başka kimseyi umursamamıza, senin için sahip olduğum her şeyi bir kenara bırakıp atmalarıma, oturup hayal kurmalarımıza(komik değil mi? ), herkes en önde yürürken milleti arkadan takip edip iki cümlede bir gülmelerimize, beraber büyümemize rağmen kimsenin asla seni(yada belki de beni) tanıyamamış olmasına, güvensizliğimle dalga geçmelerine, gülüşüme dünyaları değişmeyeceğini söyleyip en iyisine layıksın deyip sadece ağlatmalarına, telefonda bambaska olmalarına, aslında dünyanın en romantiği olduğunu düşündüğüm sırada her şeyin paramparça olmasına, upuzun(ve artık asla yazılmayan) maillerimize, senin için aldığım ve tek bir kez bile seninle kullanamadığım kamerama, "bu kadar uzaktayken bile canımı bu kadar acıtmayı nasıl başarıyorsun?"a, her sinirlendiğinde dilinde zehirli bir yılan olmasına, beni her kızdığında ince ince kesmelerine, kalbime kıymık kıymık oturan acı sözlerine, zehir cümlelerine, bütün kötülüklerine karsılık en kandan en candan olmana, asla yalan söyleyememene ve aslında belki de canımı en çok acıtanın yüzüme baka baka "o daha..." diye başlayan cümleler kurabilmen olmasına, hediyelerine, kokuna, baştan aşağı tapılacak bir yaratık olduğumu düşünmene ve kendi putunu kendi ellerinle unufak etmene, yollara, havaalanlarına, terminallere, sokağına, binlerce kez gülerek geldiğim ve son kez ağlayarak ayrıldığım sana....
bütün bunlara bakıyorum ve artık senden yana acı çekmiyorum.
söylediğin gibi, zor oldu biraz, ama olmayacak değilmiş.
sonra bir gün bir mucize olmuş, tam da hayatımın sonuna kadar senin cesedinle yaşamaya karar vermişken, her cümlede kendimi suçlamalar artık ruhumun parçası olmuşken..
biri gelmiş ve elinde sihirli değnek bile yokmuş. gerçekmiş yani, inanılmaz.
biri gelmiş ve dokunduğu her yer iyileşmiş.
biri gelmiş ve sakinleştirmiş.
biri gelmiş, yaptıklarımı aptalca bulmuş ama aşağılamamış, suçlamamış, yargılamamış.
biri gelmiş ve baştan yaratmış.
biri gelmiş en küçük bir "of" bile demeden bir enkazdan mutlu bir insan çıkarmış.
biri gelmiş, söylemediklerimi görmüş, anlamış, ses etmemiş.
biri gelmiş, gecelerimi sesiyle aydınlatmış, günler onsuz başlamaz olmuş.