ilk başlarda harika olur. o kişiye duyulan özlem, burnunuza gelen kokusu, buluşma gününü beklemek, uzun zaman sonra ona sarılıp, onu öpeceğini bilmenin heyecanıyla uykular kaçar, sabahlara kadar telefonda konuşulur konuşulur da hadi kapatalım dedikten en az bir saat sonra kapatılır hatta o telefonlar ve ertesi gün mosmor gözaltlarıyla okula veya işe gidilir. sanki dünyada sadece iki kişi ve aranızdaki kilometrelere rağmen olan büyük aşkınız vardır. ama işler hep öyle yürümez. bir kere uzak ilişkiye alışmış iki kişi aynı şehirde olunca "hobaa artık hep beraberiz aşkım hadi her gün görüşelim ehehe." diye bir buluşma heyecanına kapılırlar. sonra da birbirlerinden çabuk sıkılırlar. sonra tartışmalar başlar, "of keşke gitse de az özlesem " dersiniz de gitmez. sonra bir gün gelir özlemekten uykularınızı kaçıran o insandan sıkıldığınızı anlarsınız, işte o gün ayrılık günüdür. sonrasını biliyorsunuz.