sözlük yazarlarının itirafları

entry163245 galeri ses32
    59452.
  1. bunları yazacak uygun başka bir yer bulamadım, yine geldim buraya.

    abime çok ayar oluyorum sözlük, öyle böyle değil. çocukluğumuzdan beri hiç anlaşamadık, çocuk deyip geçtiler ama artık büyüdük. büyüdük ama bir şey değişmedi yine aynıyız, yine aynı.. artık sorunu kendimde aramaktan bıktım ve farkına vardım, problemli olan o. onunla sadece ben değil, annem ve babam da oturup konuşamaz, konuşmak isteseler susturur insanları. neden? çünkü o çocukta "aile olgusu" gelişmemiş durumda. bu benim fikrim. ben onun dışarıda arkadaşlarıyla konuşmalarını da bilirim. onlara kendini sevdirmek için şekliden şekle girer. o yüzden arkadaş çevresinde de sevilen biri. tanıdıklar da sever onu "oğuz şöyle iyi çocuk, böyle efendi çocuk". ama değil. bir insanla aynı evde yaşamadığın sürece onu gerçekten tanıyamazsın. haliyle abimi en iyi tanıyan bizleriz. peki neden dışarıdaki arkadaşlarına gösterdiği ilginin çok daha azını ailesine gösteremez? halbuki hayattaki en büyük değer aileyken? bir anne azarlanmayı hak eder mi? gömleği çizgili ütülenmiş diye bir anne aşağılanır mı? dünkü yemeği ısıtıp önüne koydu diye hangi anne hor görülebilir? hiçbiri. hiçbir anne hak etmez bunları. hele de benimki gibi, sırf abim ve benim için çok fazla zorluğa katlanıyorsa. kendinden çok fazla şeyden vazgeçip bizim için yaşıyorsa. asla hak etmez.

    abim yapar tüm bunları, hatta bazen daha da ileri gider. en ufak şeylerden çok büyük kavgalar çıkarabilir. hem de karşısındakinin kardeşi ve annesi olduğunun bilincinde olmadan yapar bunları. kırar, incitir, üzer.. kendimi geçtim, bunu annesine yapar.
    "anne"sine.. hatta daha ileri gidip hakaret bile eder. ve en kötüsü de, bunlardan pişman olmaz. ne kadar yaraladığının farkında bile değildir. evet, çok düşüncesiz, duygusuz, tabiri caizse odun gibi bir abiye sahibim.

    bunlara alışmıştık aslında. umarsamıyorduk ama artık iyice azıttı. askere gidip geldi, biz olgunlaşmasını beklerken o iyice azıtmaya başladı. gittikçe bu çocuk "çocuklaşmaya" başladı. abim askere giderken dahi ağlamayan annemin gözlerini dolu dolu gördüm geçenlerde. o zaman anladım, bu çocuk iyice çekilmez hale gelmişti. annemin parlak gözlerinde gördüm benden daha fazla içinin yandığını.

    şu zamana kadar oturup iki dakika muhabbet etmişliğim dahi yoktur abimle. bir şey sorduğumda verdiği cevap birkaç kelime olur. ötesi yok. bu sebeple sanırım, onun beni sevdiğini dahi hissedemedim hiç.

    dinleyeceğini bilsem, tüm bunları bir bir söylerim yüzüne. ama dinlemez, anlamaz, anlamak için uğraşmaz. zaten en büyük sorunu da bu. tüm bunları bir ben bilirim, bir de annem bilir ama o zaten söyleyemez, atar içine. ben söylemeye kalsam da susturulurum. malum, evin küçük kızıyım. ne bilirim ben?

    biz yine devam ederiz böyle.. ufak tefek şeylerden büyük kavgalar çıkar, ben susturulurum, yine çıkar dışarı ağlarım. annem ağzını açıp iki kelime eder abime, birkaç sözden sonra abim de annemi dinlemez. kendi gerçeklerini annesinden duymaya cesaret edemez. ve en çok üzülen taraf yine annem olur.

    dünyada hiçbir şey ailenizden daha değerli olamaz. vereceğiniz değeri, sevgiyi ve saygıyı onlardan başka hak eden de olmaz. ufak tefek sorunları unutun gitsin. sizin için çok şeyler feda edebilecek olan ailenizin gözlerini doldurmayın yok yere. "hayırlı evlat"ları olun onların. hele ki onlar tüm umutlarını sizin geleceğinize bağlamışlarsa.
    29 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük