keşke, keşke hiç yaşamasaydım diyorum. tabi o zamanlar deli doluyum. yaş 24 filinta gibi delikanlıyım. bir giydiğimi ertesi gün giymiyor, 3-4 ayda bir imaj falan değiştiriyorum. barmenim o zamanlar, çok havalıyım yani. baya cafcaflıyım. hayat bana güzel amk...
ve bara takılan bir kadın var. gözleriyle beni soyuyor. 30 lu yaşlarda... arada bir mekana gelir, bar taburesini çekip o süslü çantasını masaya koyar ve vodka vişne içip çekip gider. merhaba, merhaba. hoş geldiniz, hoş bulduktan başka sohbetimiz yok. anlayacağınız siklememe taktiğini uyguluyorum. zira bu tip sosyetik kadınlar espirili erkekten ziyade kendisiyle ilgilenmeyen, kendisini görmezden gelen erkeleri tercih ederler. çünkü kafalarında hep sorular oluşur, acaba ben çekici değil miyim? acaba tarzı değil miyim? acaba sevgilisi mi var? acaba, acaba dellenip dururlar. niye bakmıyor bu salak derler. '' of ya, yoksa makyajım mı aktı'' deyip çaktırmadan çantasını BiLE açarlar ve gizlice aynaya bakarlar.
hülasa bende öyleyim ona karşı, gizemli moduna takılıp kadını elde etme, dolayısıyla sevişme peşindeyim. dediğim gibi, baya bir piçim. kafam da hep sevişmek var. onun var mı bilmiyorum ama ben onunla deli gibi sevişmek istiyorum. fakat onunla hiç ilgilenmiyor, diğer müşterilere odaklanıyorum ve 5-6 seans sonra kadın kıvama geliyor. barda kimse yokken uzun parlementini çıkarıp benden ateş istiyor. sırf bu gibi durumlar için ( milletin sigarasını yakarken '' vavv çakmağa bak '' dedirtmek için ) satın aldığım zippo'yu cebimden çıkarıp '' bakalım refleksiniz nasıl hanfendi '' diyerek barın bir ucundan kadına doğru çakmağı kaydırıyorum. kadın çakmağı tutuyor ve sanki 11 tane kızı olan adamın 12. çocuğu erkek olmuş gibi, sanki o erkek çocuğun pipisini tutup ' işte bu ' diye bağırmış gibi ve ya 30 sene sonra kazanılan kupa gibi gururla çakmağı havaya kaldırıp sigarasını yakıyor ve '' bakalım sizin ki nasıl '' diyerek bana doğru kaydırıyor. kaydıran kaydırana amk.
tabi ben ibnenin biri olduğumdan bilinçli olarak çakmağı yakalamıyor ve gülerek '' aslında sizin barmaid, benim müşteri olmam lazım, sizin refleksiniz çok şahane, bakın ben tutamadım '' diyorum.
- ihihi teşekkür ederim ama ben çok şişe kırarım, 3 ayda iflas eder burası.
* ne iflası? bu güzelliğiniz sayesinde bence 3 ayda fuul çeker burası.
falan filan muhabbet ediyor ve günler günleri kovaladıktan sonra buluşmaya karar veriyoruz. çarşamba günü saat 3 de kahve içmeye davet ediyor. süslenip püslenip verdiği adrese gidiyorum. çalıyorum kapıyı. yavaş yavaş aralanıyor kapı ve kalbim yerinden çıkacakmış gibi hızlı atmaya başlıyor. çünkü altında, yeşil beli düşük bir eşofman, üstünde ise beyaz sütyensiz bir badi. kadının cesur hali ve evin mis gibi otantik kokusu iyice başımı döndürüyor, fakat hemencik sarılıp öpüşmek, curlop diye yatağa girmemek için, işin özü büyüyü bozmamak için kendimi firenliyorum. zor olsa da hiç ona bakmıyor, utangaç erkek rolü oynamaya başlıyorum. zira kadınlar bunu da sever amk.
oturuyoruz beyaz 3 lü bi koltuğa ve 5-6 dakka sonra sabır taşları kırılıyor, kadın bacağıma dokunup '' beni öpmeyecek misin '' diyor. bu laf üzerine kadına doğru dönüp göz göze geliyorum. elimi yanağına götürüp gözümü hiç gözünden ayırmayarak yavaşca dudaklarına doğru ilerliyorum. üst dudağından hafifçe öpüp çok güzelsin diyorum. sonra az bi şey ayrılıp bu sefer alt dudağından öpüyorum. sonra tekrar ayrılıp bu sefer delice öpmeye başlıyorum. çılgınlar gibi öpüşyoruz. dillerimiz bizden önce sevişmeye başlıyor, adeta yiyiyoruz birbirimizi. elimi badisinin içine sokup göğüslerini okşuyorum, dudağından öpüyorum. öpüşmeyi çok seviyorum çünkü. hemen oracıkta ona sahip olasım geliyor.
kadınların çoğu ve özellikle bu tip zengin kadınların çoğunun sert sevişmekten hoşlandığını iyi biliyorum. ayarında ve tadında olursa zevkten inim inim inleyeceklerini ve dolayısıyla seksin muazzam ateşli olacağından gayet eminim ve bu amaç doğrultusunda yavaşca 3 lü koltuğa uzatıp eşofmanını sıyırıyorum, bacaklarından kavrayıp usul usul baldırlarını öpüyor, ağır hareketlerle vajinasına doğru yol alıyorum. beyaz külotunu aralayarak küçük bir buse konduruyorum. daha sonra kadını kucaklayıp öpe öpe tekli koltuğa oturturuyorum, önce külotunu çıkarıyor sonra iki ayağını sanki doğum yapacakmış gibi koltuğun kenarlarına atıp kalçasını sıkıca kavrıyor kendime çekiyorum ve çılgınlar gibi vajinasını yalamaya başlıyorum. kadın zevkten inledikçe olağan üstü tahrik oluyorum. fakat hiç bırakmıyor yalamaya devam ediyorum. yalarken de okşadığım göğüsleri bu sefer sıkıyorum. o da kafamı vajinasına bastırıp duruyor. kadın iyice kendinden geçiyor. artık sabredecek gücüm kalmayınca hemen içine girmek için ayağa kalkıyorum. kot pantolonu ve tşörtü bir çırpıda çıkarıp yavaş yavaş dalgayı kadının içine salıyorum.
bu sıcaklık beni iyice deli ediyor, eğilip kadını öpüyorum, aynı zaman da gelip gitmeye devam ediyorum. hem çenesini kavrayıp öpüyor hem gelip gidiyorum. kadın popomu bastırtıkça daha da bi hızlanıyorum. şlap şlap.. tanrım olağan üstü zevk alıyorum. inlemeler arasında annee diye ses geliyor kulağıma, bilinçsizce sesin geldiği yöne doğru kafayı çevirdiğimde 3 yaşlarında bir erkek çocuğunu kapının eşiğinde bize bakarken görüyorum. elinde bir kukla, üstünde şirinler resmi olan bir pijama..
dona kalıyorum o an..
öylece kadının içinde ve hareketsiz...
kadın tekrar popomu bastırıyor, kısık bir ses tonuyla durma devam et diyor, sakın çıkma içimden hadiii diyor. çocuk tekrar sesleniyor.
- anneee, yapıyonuz siz?
bu sesi duyan kadın alel acele altımdan kalkıp bir çırpıda eşofmanını giyiyor ve sert bi şekilde çocuğu tutup ' çabuk yat bakayım, niye kalktın sen heh ' diye çocuğa bağırıyor. onu çekiştirerek odaya götürüyor. çocuğun elinde tuttuğu oyuncak da orda (kapı eşiğinde) yere düşüyor ve büdü şeklindeki o kukla gülümser bi surat ifadesiyle bana bakıyor. bana baktıkça kendimden utanıyorum. nasıl oldu da bu hataya düştüm diyorum. nasıl oldu da bu kahpenin evli olup olmadığını sormadım, nasıl bir salakyım ben diye kendime kızıyorum.
üzerimi giyerken kadın geliyor. noldu? nereye? diyor. merak etme kitledim odaya, artık gelmez falan diyor. çok sinirleniyorum, kadının çenesini sıkıp duvara yapıştırıyorum. senin ben vicdanını sikeyim, sen nasıl bir insansın, sen nasıl bir annesin diyorum. kADIN KONUŞMAK istiyor ama ben ağzını tıkıyorum. sus amına kodumun orospusu, bunun savunması mı olur lan diyorum ve tşörtümü giyerek odadan çıkıyorum. çıkarken yerdeki kukla ya olan gücümle tekme atıyorum. tüm hırsımı o oyuncaktan çıkarıyorum. çocuk halen yan oda da ağlıyor . anneeğğ diyor, minik elleri kapı camında beliriyor, vuruyor cama hafifçe, anneee diyor. anne dedikçe ağlıyor. o ağladıkça ben kendimden utanıyorum. utanarak evden kaçıyorum.
şimdi bırak evli bir kadınla birlikte olmayı, acaba evli mi değil mi diye parmağındaki yüzüğe değil, yüzük izlerine bile bakıyorum. artık kadınlara hiç güvenmiyorum ve ne zaman sokakta bir çocuk annee diye bağırsa yüreğim cız ediyor, hep o minik yavru aklıma geliyor.
utanıyor,
öfkeleniyor,
iğreniyor,
kendimden nefret ediyorum.
keşke,, keşke hiç yaşamasaydım diyorum.
keşke birisi de o yerdeki kukla gibi bana tekme atsa, keşke bi şekilde bu acımı alsa diyorum.
ve keşke tüm aldatanlar geberse diyorum,
keşke!