intihar

entry2264 galeri ses3
    119.
  1. dsp iktidarında, yakın zamanlarda bir bakan, adını hatırlayamadım şu an, intihara teşebbüs etmiş ve yaralanmıştı, hatta kurşun çenesinden girip kafasından mı ne çıkmıştı, devlet bakanıydı...her neyse o zaman ecevit bişey demişti odur aklımda kalan: bakanı kastederek, çok onurlu bir davranıştı, demişti. tabii sonra basında da bu sözle birlikte kıyamet koptu. ecevit'i savunanlar, efendim burada intihar değil, bakanın asaleti övülüyor filan dediler. bazı kalem erbabına göre de, "evet adama intihara kalkıştı diye, tüh sana rezil, köpoğlu filan denemezdi de en azından başbakan tarafından da ödüllendirilmezdi" hareket. zira algıda yakınlık kanununa göre biri bişey yapınca verilen ödül ya da cezalar o yapılan şeyle ilişkilendirilir. doğrudur bence de.

    ancaaak...

    bir de bu tür bir algılamaya zemin hazırlayan kültür japon kültürüne bakalım. değil mi ki japonlar en ufak bir şaibe halinde intihar ediverirler. bizim için son derece saygın ve onurlu birer insan olan japonlar kültürlerinde intihar gibi bir olguya önemli bir yer verirler. işte bu fenomen beynimizde namusluluk, onur gibi kavramlarla intiharı yanyana koymuş, ikisini birbiriyle eşleştirmiştir. bu böyle olabilir de olmayabilir de. bir açıdan intihar etmek bir insanın namusunu, onurluluğunu simgeleyebilir. tabii buradan çok vurucu bir sonuç çıkıyor. eğer hayattan ayrılışa namusluluk, onur gibi değerleri atfediyorsak hayatın çivisi çoktan çıkmış demektir. belki hayat gerçekten bildiğimiz en büyük hayat kadını* olmuştur.

    güncel tanım: intihar, aşağıdakilerden hiçbiri demektir. ama bunda da bir irade vardır. sır da vardır. ironi de, nefret de, kaçış da, bencillik de. yine de orada aslında ne olduğunu bilemeyiz.
    1 ...