Çay bardağındaki rakıyı yudumluyorum söylerken sözlerimi.
Eski sevgililerimi düşünüyorum bazen. Hepsini sevdim ama hala birini unutamıyorum. O kadar nefret etti ki benden gidip bir ingiliz askeri ile evlendi benim gibi bir hipiden ayrıldıktan sonra. "çocuğumuzu aldırmasaydık ne olurdu" diyorum bazen kendi kendime. oysa o zaman ben daha yirmiydim o ise benden iki yaş küçüktü. Güçlü olmam gerekiyordu, ya da en azından öyle görünmem. Oysa kalbim parçalanmıştı "o" operasyondan çıktığında. Bilmiyordum baygınlık anında bir an uyanıp "bebeğimi verin" dediğini.
Bir yıl bekledim. Almanya'ya gitmişti okumaya ancak daha ayrılmamıştık. Gerçi doğruymuş, gözden ırak olan gönülden de ırak oluyormuş. Dostlarımla aynı bu gece olduğu gibi rakı koyduk ince bellilerimize, ağladım...