Osmanli Devleti'nin bütün dis borçlarini kapatmaya karsilik, kendisinden Yahudilere Filistin'de azicik toprak vermesini isteyen Theodor Herzl baskanligindaki heyete, Sultan II. Abdülhamid'in verdigi cevap :
"Bu konuda sakin bir adim daha atmayin. Ülkemin bir çakil tasini bile satamam. Çünkü o benim degil, halkimindir. Bu devlet onu kani pahasina aldi, kani pahasina yasatti. Birilerinin gasbetmesine izin vermeksizin kanimiz pahasina da koruruz. Iki tabur askerimiz Suriye ve Filistin'de savasti. Askerlerimiz Plevne'de bir bir sehit edildi. Çünkü teslim olmaktansa savas meydaninda ölmeyi tercih ettiler. Osmanli Devleti benim degil, milletindir. Hiçbir parçasini veremem. Yahudiler milyonlarini saklasinlar. Devlet parçalanirsa, Filistin'i karsiliksiz da alabilirler. Su kadar var ki, bu devlet cesetlerimiz çignenmeden parçalanamaz. Ne için olursa olsun, biz ölmeden kimse bizi birbirimizden ayiramaz."
Bu tarihten sonra Sultan Abdülhamid, kızıl sultan olarak anılmaya başlar. "Bir Türk padişahına ve islam halifesine hal' kararını bildirmek için bulunan kişiler arasında da elbette bir yahudi vardı.