"ilkokul ve ortaokulu çok klas bir okulda okuduktan sonra şehrin en iyi semtinde bir okul tuttu tercihlerimde. bende ne hayaller kurdum "vayy be nasıl güzeldir şimdi o okul, öğrenciler kalitelidir vs vs". sonra kayıt için okula gittiğimde ilk şokumu yaşadım. bildiğim üzere okuldaki öğrenciler staj yapabilsin diye bir anaokulu vardı. karşımda okulun tabelası inanamadım. tekrar tekrar okuyoruz annemle ama inanamıyoruz. bu kadar lüks bir semtte taştan yapılmış iki katlı minicik bir bina...
bahçe apartmanların garajından daha küçük o derece.. anneme dönüp yok canım bu anaokuludur diye avutuyorum kendimi. neyse okula girdik duvarların sıvaları düşmüş bakımsız resmen köy okulu. kazandığım için mecburen kayıt yaptırdık.
bir de ne öğreneyim.. okul küçük olduğu için blok ders yani 80 dakikada 5 dakika tenefüs. okul açıldı kardeşlerim benle dalga geçtiler "piknik yaparsın artık bu bahçede, aman dikkat ette kaybolma okulda sonra bulamazsın sınıfını" vs diye..
neyse derslere giriyoruz falan sabahta çayı fazla içmişim tuvaletim geldi. tuvalete girdim aman allahım... resmen testerenin mekanı.. ışıklar yanıp sönüyor, kasvetli, tek penceresi olan, leş gibi kokan bir tuvalet. lavabolar kırık dökük, aynalar gözükmüyor kirden, sigara dumanından göz göz görmüyor birde çöm olduğum için dumanı suratıma suratıma üfleyip dikleniyorlar fllan. o zamanlar okulda sigara içmek bu kadar yasak değildi. daha doğrusu kapalı alanda sigara içme yasağı yoktu onun yerine okula 50, 60 lira para atıyodun hocalar görmemezlikten geliyordu.
hayatımdaki en sarsıcı şoku malesef o zaman yaşadım. okula gitmek istemedim, anneme yalvardım ettim.. çünkü geldiğim ortam böyle değildi çok şaşırdım. ama alıştım bir süre sonra. çok güzel günlerim geçti acısıyla tatlısıyla. keşke geri dönebilsem o günlere..."