- çünkü ülkeyi kalkındırmak yerine, kendimizi kalkındırmaya çalışıyoruz. devletin malı deniz, yemeyen keriz algısı yerleşmiş.
- çünkü her gelen yönetim göz boyamak için, düzensiz, acele alt yapı çalışmaları yaptığından her yağmur, depremde milyonlarca liralık zarara uğruyoruz. başa geçen de hem kendi, hem de yandaşının cebini doldurmak için fütursuzca işler yapıyor.
- çünkü manyak gibi tüketiyoruz. ülkenin tasarruf ortalaması % 12 civarında. tasarruf olmayınca yatırım da olmuyor. çin ve japonya gibi ülkelerde bu oran % 50-55 seviyelerinde.
- çünkü avrupa'nın çöplüğüyüz. imalat yerine montaj yapıyoruz. imal ettiklerimizi de 3 kuruşa satıp, 13 kuruşa geri alıyoruz. sonra marka giyiniyoruz diye hava atıyoruz. levi's'ın denim kumaşları ve bershka'nın bir çok ürünü kayseri'de, h&m'in bazı ürünleri yozgat'ta, zara'nın gömlekleri çorum'da imal ediliyor. istanbul'da neler yapılıyordur Allah bilir, ben bilmiyorum.
- çünkü markamız yok. ancak marka takıntımız çok.
- çünkü vergi denetimi yok. kurumlar vergisinin toplam vergi içerisindeki payı % 14'lerde geziyor. dolaylı vergilerle geliri az olan kesimin iyice beli bükülüyor. rahmi koç ile ben benzin alırken aynı parayı ödüyoruz. aynı şekilde vergilendiriyoruz.
- çünkü birbirimize tahammülümüz yok. sizinle aynı görüşte olmayan insanı anında yaftalıyoruz. kardeşçe, birlik ve beraberlik içinde yaşamayı bilmediğimizden elalemin elinde maskara oluyoruz.