ilk itirafımı yaptım dün sana. belki de bir daha yapmayacağım şeyi söyledim ve bunu yaptıktan sonra da çok kızdım kendime. yatıyorum dedım ya sana yatmadım aslında yatamadım çünkü. neden sana öyle dedim diye attım kendimi dışarı o saatte. gittim 1 bira aldım, odama geçtim, slowtürk ü açtım ve ne çaldı biliyormusun *. şarkı bile beni beklemiş o saatte. yıllardır slowturk dinlerim ilk kez duydum burada o şarkıyı. bi acayip oldu içim. ve o şarkı da o bira bitti sonra uzandım ve sana söylediklerimi düşündüm. acaba doğru mu yaptım dedim olmayacağını bile bile neden yaptın dedim kendime. sen haklıydın ve dediğin gibi söylemem gerekeni güzel bir şekilde açıklamıştım sana. içimden geldiği gibi konuştum belki tek pişmanlığım bu olacak biliyorum ama öyle uzaktan uzaktan bakarken sana sen bilmezken daha güzeldi diyeceğim. sana şarkılar paylaşıyordum sen bilmeden. artık her şarkı paylaştığımda senin bildiğini biliyor olucam.
ben yine değişmeyeceğim, yine içimden geldiğince konuşucam seninle. kendımı kasmadan, bir arkadaş bir dost bir aşık gibi. ve biliyormusun hep isteyeceğim seni. belki bir gün beni, başkasına yaşattıklarını yaşamam için bahane edip kaçmaktan vazgeçersin diye. çünkü ne ben başkasıyım ne de sen aynı sensin. hayatın bize yaşattıkları silip atmadık ki aynı hataları yapalım.
şans döner mi acaba benden yana? haketmişimdir belki de.