bir zamanlar anadolu da

entry241 galeri
    137.
  1. nuri bilge ceylan'ın açık ara en iyi filmi. açıkcası üç maymun'u çok beğenmemiştim. benim fikrim bu tamamen. her türlü saygı değer bir filmdir ama ben ikinci kez açıpta "şu filmi bir daha izleyeyim" demedim.

    bir zamanlar anadolu'da, hikayesi de çok sağlam bir film. akıcılığı harika, genelde nuri bilge ceylan filmi deyince uzun sessizlikler, gavurların tabiriyle sıkıcı long take'ler falan bekledim. cannes'daki törende nuri başganın ödül konuşmasında "uzun filmimi tekrar izleme sabrı gösteren jüriye de tekrar teşekkür ederim" demesi de ayrı bir ürkütmüştü izlemeden önce. fakat film başladığı andan itibaren öyle bir sürükleyicilikle içine alıyor ki zaman nasıl geçti anlamadım. şahsen filmden iz bırakan şeyleri söyle sıralamak isterün:

    --spoiler--

    - filmin başından cesedin bulunduğu ana kadar geçen yaklaşık ilk bir saat müthiş keyifli ve akıcı, film tek bir doğrultuda ilerliyor. hiç bir bölünme dağılma yok. hani bütün film cesedi arasalar sıkılmazdım.

    - doktor'la arab*ın araba farlarının alev alev parlattığı otlara bakarak yaptıkları sohbet hipnotize etti resmen. müthiş planlar, fotoğraflar var. hastası oldum.

    - herkesin hastası olduğu muhtar karakteri ve sahnesi. o nasıl bir oyunculuktur. açıp açıp izliyorum manyak gibi.

    - muhtarın kızının çay dağıttığı sahne. özellikle zifiri karanlık odaya tepsideki lambayla girdiği an.

    - savcının karısının hikayesi, intiharı kabullenemeyişi, "bir arkadaşım ekolü"'nü nasıl yedim onu da anlamadım ama hikaye aralarında parça parça devam etmeleri müthiş olmuş.

    - son olarak iskender abi*'nin araba itme çilesinin devam etmesi müthiş güzel bir tesadüf olmuş.

    --spoiler--
    1 ...